KONUK YAZARLAR

İSA GÖK'TEN MUHALEFET ŞERHİ!..

isa.gok
MİLLETVEKİLi İSA GÖK’TEN PARTİ MECLİS RAPORUNA MUHALEFET ŞERHİ
‘CHP iktidar ile bölünme  anayasası hazırlıyor’
İsa Gök, Kurultay’a sunulacak PM raporuna muhalefet şerhi yazdı. Gök partisinin izlediği politikayı sert bir dille eleştirdi


CHP Mersin Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi İsa Gök, 34. Olağan Kurultay’a sunulacak Parti Meclisi raporuna parti yönetimine yönelik ağır eleştirilerin yer aldığı, bir muhalefet şerhi yazdı. Gök, CHP yönetimini AKP ile kol kola bölünmenin anayasasını hazırlamakla suçladı. Gök, muhalefet şerhini, Parti Meclisi’ni yöneten Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap’a teslim etti. PM’deki diğer muhalif üyelerin ise rapora şerh yazmadı. “Yeni CHP” çizgisine ağır eleştiriler yönelten Gök, 6 sayfalık muhalefet şerhinde ana başlıklarla şu mesajları verdi:Karşı devrim CHP kalesine kadar ulaştı:
Yeni CHP Atatürk’ten, İnönü’den, laiklikten, halkçılıktan, devletçilikten, Cumhuriyet devrimi değerlerinden, CHP’nin devrimci köklerinden tamamen uzaklaşmaktadır. Karşıdevrim tüm kaleleri tek tek ele geçirirken son halka olan CHP kalesine dek ulaştığını artık açıkça göstermektedir.
Kuran kursu yaşı için iptal başvurusu yapılmadı:
KHK ile Kur’an eğitimine yaş sınırı getiren düzenleme yürürlükten kaldırılmıştır. Üstelik bu değişiklik Ekonomi Bakanlığı ile ilgili kanun hükmündeki bir kararnamenin içine gizlenerek yapılmıştır. Bu iptalle, yaz Kur’an kurslarına gitmek için 5. sınıfı ve hafızlık eğitimi almak için ilkokulu bitirme şartları ortadan kalkmıştır. Yeni CHP yönetimi laikliğe açıkça aykırı olan bu düzenlemeleri “laiklik tehlikede değil” rahatlığı içinde iptal ettirmeye bile çalışmamış, dava açmamış; kamuoyuna bunu taşımamıştır.
Yargıda cemaat yapılanması yokmuş:
Ülkedeki tüm kurumlarda ve rejimde kendini gösteren dönüşümün yargıdaki cemaat yapılanması eliyle gerçekleştirilmesine rağmen, Sayın Genel Başkan yargıda bir cemaat yapılanması olduğunu görmediğini bu konudaki sorulara bizzat verdiği yanıtlarda belirtmiştir.
CHP rol alsın istenmiştir:
Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk ulusunu fiilen bölme sürecinin bir kez daha planlanmış, bunun aşamalarının programlanmış olduğunu görüyoruz. İzlenecek yol haritasını belirlemek, bunu Türk milletine kabul ettirme senaryoları üzerinde görüş birliğine varmak konularında, Partimiz de rol alsın istenmiştir.
Terör örgütü ile müzakere anlayışı var:
CHP yıllarca “elinden silahı bırakmayan, silah zoruyla siyasi çözüm dayatmaya çalışan bir terör örgütüyle müzakere yapılmaz, mücadele edilir” görüşünü savunmuştu. Şimdi farklı bir söylem var. Üstelik Partinin bu yeni tutumu Kurultay veya Parti Meclisi gibi yetkili kurullarda görüşülüp onaylanmamıştır. “Biz artık analar gözyaşı dökmesin diye her tür görüş ve öneriye açığız” denilmiştir.
Oslo’da masaya oturulması suç:
Terörle amaca ulaşmak isteyenler silah bırakmadıkça, kan dökmeye devam ettikçe el sıkılmaz, masaya oturulmaz. Eğer ki silahla kan dökmeye devam edenler sizi silahla masaya oturtmayı başarmışsa bu teröristin kazanımıdır. Daha fazla isteyeceklerdir. Oslo’da PKK ile masaya oturulması büyük bir suç idi.
ABD El Kaide ile masaya oturuyor mu?:
Yeni CHP yönetimi ise Oslo sürecine, sadece bu sürecin halktan gizli tutulması noktasında karşı koymuştur. Terör devam ederken hiçbir devlet terör örgütüyle masaya oturmamıştır. Müzakere yoluyla terör bitirilebiliyorsa, ABD neden terör örgütleriyle, örneğin El Kaide ile müzakere etmemektedir.
Partimiz Kürdistan hayaline hizmet etmemeli:
Bu işin özünde bölünme, ayrı bir devlet kurma vardır. Suriye’den, İran’dan, Türkiye’den koparılan toprak ve milletle, Irak’ın kuzeyinde bulunan alanda yeni Kürdistan oluşturma hayalini, emperyalizm bir kez daha pompalamaktadır. Türkiye’deki siyasi kurumlar ve tabii ki en başta Partimiz bu hayale hizmet etmemelidir. Bu işin sonu Misak-ı Milli sınırlarının bölünmesidir.
Van’daki toplantı Oslo’nun benzeri:
Oslo’da yürütülmüş müzakerelerin bir benzeri, Van’da TESEV kadrolarının yönlendirmesiyle yeni CHP tarafından düzenlenmiş ve içeriği gizli tutulmaya çalışılmıştır. Buradaki toplantının içeriği öğrenildikten sonra görülmüştür ki, amaç, PKK’nın başlıca taleplerini kabul etmek; bunların hayata geçirilmesi için Hükümete destek vermek. Burada tıpkı BDP gibi yeni bir anayasal vatandaşlık tanımı istenmiş, anayasadaki Türk tanımının çıkarılmasından yana tavır konulmuştur..
AKP’den daha fazlası taahhüt edildi:
Referandum öncesi Öcalan ve Demokratik Toplum Kongresi’nin gündeme getirdiği “yerel yönetimlere özerklik” talebi, bu çalıştay sonrası yeni CHP’nin de söylemine girmiş ve tüm çekincelerin kaldırılarak tüm madde ve fıkraların kabul edileceği belirtilmiştir. Bu, Oslo sürecindeki AKP’den bile daha fazlasını taahhüt etmektir.
Reddi miras durumu:
Tunceli milletvekili, “Dersim’de CHP katliam yapmıştır, bundan Atatürk de sorumludur” dediğinde yine onaylarcasına sessiz kalınmış, ama bununla da yetinilmeyerek, “Sabahattin Ali’yi CHP öldürtmüş, Nazım Hikmet’i CHP ülkeden kaçırtmıştır” denilebilmiştir. CHP’nin geçmişiyle hesaplaşması gerekir düşüncesinden yola çıkarak bir redd-i miras durumu mu yaratılmak istenmektedir?
TESEV de Soros da sol değildir:
TESEV kadrolarının yönlendirdiği ve hatta yönettiği yeni CHP yönetimi şunu bilmelidir ki, TESEV ve SOROS sol değildir, devrimci değildir; emperyalizmin kollarıdır, parmaklarıdır. Herhalde emperyalizm ve kapitalizme sol diyebilecek bir fikir şaşkınlığı yoktur.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir