KONUK YAZARLAR

TERÖR ÜZERİNE

uluonder

Ülkemizde son günlerde hemen hemen her gün bir terör olayı yaşanmaktadır. Öldürme, yaralama, insan kaçırma, yol kesme, bombalama ve yakma gibi olayların gerçekleşmesi, olağan bir durum olarak algılanmaya başlanmıştır. 23 Temmuz 2012 tarihinden beri Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde PKK terör örgütüyle çatışmalar sürmektedir. PKK terör örgütü dış ilişkiler sözcüsü Ahmet Deniz çatışmalar hakkında şunları söylemişti: “Birkaç gün içinde ilçelerde kaymakamlık, askeri birimler, emniyet birimleri ve kamu kuruluşlarını ele geçirip bazı ilçelerde yönetime el koyacağız!”

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında şehit sayısı sadece 10’du ve terör durma noktasına gelmişti. AKP’nin on yıllık iktidarında ise şehit sayısı 1170’dir ve terör hızla artmaktadır. Bu sürekli artan korkunç şehit sayısı, iktidarın uyguladığı yanlış politikaların sonucudur. Yıllardır yanlış yönetilen ülkemiz, tarihinde ilk kez terör karşısında sıkıntılı bir duruma düşürülmüştür. Ne olduğu belli olmayan “Amerikan Projesi” açılım, Habur’da kurulan çadır mahkemesi, PKK terör örgütü ile görüşme ve “sıfır sorun” denilen yanlış dış politikalar sonucunda terör tırmandırılmıştır. 

Terör o kadar tırmandırılmıştır ki, Şemdinli ile etrafındaki geniş arazide neler olup bittiğini bilmiyoruz ve bu bölgeye Ekim ayına kadar giriş yasaklanmıştır. Terör o kadar azdırılmıştır ki, PKK terör örgütü bir milletvekilini kaçırmıştır. Kaçırılan milletvekili savunduğu fikirlerle terör örgütüne yakın biridir, bu yönüyle olayın ardında farklı boyutların olma olasılığı çok yüksektir. TBMM’nin manevi şahsiyetine yönelik bu girişim sonucunda, terör örgütüyle barış dilinde konuşmak isteyenlerin, Oslo’da görüşme yapanların, PKK terör örgütünün başı için “dört parti uzlaşırsa, ev hapsi uygulanabilir; uzlaşılan her konunun başımızın üstünde yeri var” diyenlerin söyleyecek sözlerinin olmaması gerekir. 

Başbakan’ın; “terörle mücadelede alınan mesafe fevkalade olumlu” söyleminde, olumlu olan bir şey gözükmemektedir. Milli Savunma Bakanı’nın; “terörle mücadele çok iyi gidiyor” söyleminde ise, iyi gidenin ne olduğu belli değildir. Her gün bir terör olayının meydana geldiği, şehit ve yaralının olduğu bir ülkede, terörle mücadelenin olumu olduğunu, iyi gittiğini söylemek, aymazlıktır. 

AKP iktidarı on yılda 7.730 cami yapıldığını gururla söylemektedir. Ancak terörle mücadele edilen bölgelerdeki yaklaşık 400 sınır karakolunun camlarının kurşun geçirmeyen, duvarlarının havan ve roket saldırılarına dayanıklı olarak yapılması işine gereken önem verilmemiştir. Sınır karakollarının hedef alındığı saldırılar üzerine beş yıl önce başlatılan karakol yenileme projesinde ilerleme sağlanamamıştır. Terör saldırılarına dayanıklı sınır karakollarının yaklaşık üçte biri inşaat halinde, yarısı da ihale aşamasındadır. Geçen yıllardan bugüne dek yapılan 94 karakol baskınında 332 şehit verildiği düşünüldüğünde, Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ), Samsun’da sele teslim olan konutlar yerine, ivedilikle sınır bölgelerinde terör saldırılarına dayanıklı kalekol yapması gerekmektedir. Bu terörle mücadele için ön koşuldur. 

5 Ağustos 2012 tarihinde Hakkari’deki Geçimli Jandarma Karakolu’na yapılan baskında 8 şehit, 20 yaralı verdik. Bu baskın üzerine yandaş medya şu yorumu yaptı: “Mehmetçiği, Suriye’nin verdiği silahlarla vurdular.” Emperyalizmin maşası olarak, Suriye’de hükümet darbesi yapmak isteyenlerin, bunu tüm dünyaya ilan edenlerin, bu yüzden Rusya, Çin ve İran ile karşı karşıya gelenlerin medyasının, bu sızlanmayı yapması komiktir, gülünçtür ve saçmadır. 

Bu baskında beline şarapnel gelerek gazi olan onbaşıyı, Ankara’dan Bursa’daki evine otobüsle gönderen Jandarma Genel Komutanlığı için yazacak bir sözcük bulmak olanaksızdır. Libya, Mısır, Tunus, Yemen, Somali gibi ülkelerden yaralı muhalifleri özel uçaklarla Türkiye’ye getirtenlerin, bu durum karşısında utanmaları gerekir. 

Terörle mücadele eden ya da etmiş olan generalleri, subayları sahte belgelerle hapise yollayanların, artan terör olaylarındaki sorumluluğu büyüktür. Hapiste bulunan 40 generalin emekli edilmesi üzerine New York Times Gazetesi; “Hükümet orduyu evcilleştirmenin son adımını attı.” yorumunu yapmıştır. BDP Hakkari milletvekili  Adil Kurt, ölen bir PKK terör örgütü üyesinin evine yaptığı ziyarette devlete meydan okuyarak, şunları söyledi; “Türkiye’de bir iç savaşın ayak sesleri bu coğrafyadan duyulmaya başlandı. Ey başbakan 28 yıldır Kürdistan dağlarında süren bu savaş, eğer aklını başına almazsan Kürdistan sokaklarına, Türkiye’nin metropollerine taşınmak üzeredir. Bunu bir tek tanımı vardır, bu bir iç savaştır.” 

Büyük işgal projesinin eş başkanı olmakla övünenler, deliğe süpürülmekten korkanlar, yurtseverlere karşı zulüm yaparken, PKK terör örgütüne ve yandaşlarına ses çıkaramamaktadırlar. Emperyalizm ile yerli işbirlikçileri, ülkemizi bölmek ve yeni Sevr haritasını dayatmak için tüm güçleriyle çalışmaktadır. Ancak yurtsever ve Atatürk’çü güçler, dün olduğu gibi, bugün de emperyalizme geçit vermeyeceklerdir. Terörden beslenenlerin, emperyalist güçlerin ve işbirlikçilerinin bu topraklardan Mustafa Kemal Atatürk’ün geçtiğini anımsamalarının zamanı gelmiştir. 

Suay Karaman

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir