• BÜYÜK TAARRUZ ÖNCESİ SİYASİ GELİŞMELER VE ORDU DÜŞMANLIĞI

    Dr. M. Galip Baysan yazdı: 30 Ağustos 2012, Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesinin 90’ncı yıl dönümünde, bu büyük olayın öncesinde cereyan eden siyasi olayları ele alıyor ve bazı gerçeklerin asla unutulmaması ve de unutturulmasına izin verilmemesi inancıyla sizlere sunuyoruz. 20 Ekim 1921’de Fransızlarla yapılan Ankara Antlaşması Londra’da tam anlamıyla bir şok etkisi yarattı ve Londra ile Paris arasında 10 Aralık 1921 tarihine kadar karşılıklı üç notanın verilmesine(1) sebebiyet verdi. Fransa’nın Türk yanlısı gibi görünen bir tutum alması üzerine, İngiltere, Yunanistan’a desteğini sonuna kadar sürdürmeye devam edeceğini belirtti. Askeri ve politik uzmanların yaptıkları durum muhakemesine göre, Anadolu’da artık Yunanlıların taarruz gücü kalmamıştı, ancak işgalleri altındaki 100.000 km²’den fazla sahayı savunma…

  • CHP SONUNDA BUNLARI DA YAPTI!

    30 Ağustos-1 Eylül arasında Güney Afrika’da yapılan Sosyalist Enternasyonal’in 24. Kongresi’nde CHP yine yaptı yapacağını… Bu kongrede alınan 3 önemli  karar, ülkemizi son derece ilgilendirmekte ama CHP bunun da ayırdında değil… Birinci karar: Sosyalist Enternasyonal, “Kürt sorununu” İsrail-Filistin sorununa benzetmekte ve uluslararası kuruluşları ve BM’i çözüm makamı hâline getirmekte ama CHP gözlerini kapayıp, karara imzayı bastı! Büyük bir aymazlıkla imzalanan bu metne bakıldığında, Türkiye’deki terör sorunu ile Filistin sorununun aynı kefeye konulduğu görülmekte. Türkiye, İsrail’in Filistin’deki işgalci konumuna indirgenerek, Kürtlerin yaşadığı bölgelerde işgalci konumuna düşürülmektedir. Bu metni imzalayan CHP acaba farkında mıdır, Türkiye’de yaşayan Kürtler Anayasa ve kanunlar önünde “eşit vatandaş” konumundadır fakat Kürtlerin yaşadığı diğer ülkelerde Kürtler farklı statülerdedir?…

  • PKK CEPHANELİĞE KADAR GİREBİLDİ Mİ?

    Her 9 Eylül günü İzmir Hükümet Konağı’na bayrağın çekilmesi, düşman işgalinden kurtuluşumuzun simgesi olmuştu. AKP hükümeti ve İzmir Valisi ile birlikte 9 Eylül 1922 öncesi de geri geldi. Vali Efendi, bundan böyle törenlerden, bayrak çekilmesi bölümünü çıkartmış!.. Lozan’ı tanımayan iç ve dış düşmanlar sevinmiş tabi… Hükümet ise, tam kadro Söğüt’te. Onlar, Osmanlı’nın kurtuluşunu kutluyorlar!? Yaptıkları iş Büyük Ortadoğu Projesi ile son derece uyumlu tabi. BOP’nin haritası Sevr’inkinden farklı mı?.. Şemdinli’yi basmak isteyen PKK’lılardan öldürülen üçünün cesetlerini taşıyan askeri aracın önüne, PKK bayrağı takılması bile bu necip milleti çileden çıkartamamış! Yetmezmiş gibi bir de askeri lojmanlardan Türk bayrağını indirmişler. İndirenler olayların büyümesinden korkan askerler. Bu ara nasılsa, Türk bayrağı ile derdi olanlara, devletin görevlileri…

  • APAYDIN KAPKARANLIK!..

    Fransa’nın çağrısıyla yapılan ve Davutoğlu’nun Suriye içinde mülteciler için kamplar kurulmasını önerdiği 5 maddelik acil eylem planını sunduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin toplantısına, daimi üyeler ABD, Rusya ve Çin dışişleri bakanı düzeyinde temsil edilmediler. 15 üyeden sadece 5‘inin bakan düzeyinde temsil edilmesi, Türkiye’nin Suriye politikalarının uluslar arası desteğinin olmadığını göstermeye yetti. Davutoğlu, Türkiye’deki kamplarda 80 bin kişinin olduğunu, 20-30 bin civarında kişinin de şehirlere yerleştiğini söyledi. Sığınmacılar için 300 milyon dolar harcadık. Dışişleri bakanımız daha da harcanacağını belirterek, BM ve NATO‘nun işin içerisine girmesini istiyor… ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey, Suriye’ye askeri müdahale tartışmalarını gerçekçi bulmadığını söylemiş. “Tampon bölge kurmaya karar verirseniz, o zaman onu koruma sorumluluğunu da üstlenmiş olursunuz. Bu da sizi silah, hava ve balistik füze sistemi kurmaya itebilir” demiş. ABD‘nin katılımı olmadan Suriye’ye hava saldırısı düzenlenemeyeceğini, ABD ordusunun trilyon dolarlık bütçe kısıntısıyla karşı karşıya olduğunu ekleyen…