• ACILI HABER ÖZETLERİ!..

      TürkDilKurumu, padişahımız efendimizin iradesine uygun olarak “darbe” sözcüğünün anlamına “Demokratik yollardan hükümet iistifaettirme”yi de eklemiş… (1) Böylece bir kelimenin anlamı genişletilerek, “demokratik eylemler” de “suç” haline getirilmiş!.. Meclisi toplayıp, AKP iktidarına karşı demokratik muhalefet etmeyi suç sayan yeni bir yasa çıkartmaya gerek kalmadan, tüm muhalifleri “darbeci” olarak yaftalama olanağı elde edilmiş!.. Daha önce de “çapulcu” sözcüğünün anlamını değiştirerek, Başbakana duyulan tepkileri yumuşatmaya çalışan TDK’nun, karşı devrimin hizmetinde, halkı aldatmakla görevli olduğu ortaya çıkmış!.. Hak etmeden, sırf yandaş ve yalaka oldukları için böyle kurumlarının başına getirilenlerin, çoğu zaman da kendiliklerinden işgüzarlıklar yaparak, ortamı baştaki “führerin” faşist uygulamalarına hazır hale getirdikleri, tarih tekerrür eder gibi bir kez daha görüldü!.. *** 2005 yılında ticari…

  • “PKK ASAYİŞ”!..

      “Kendi iktidarında” 26 liralık benzini 100 lira ödeyerek satın alabilen “iki kişiden biri”, Suriye sınırımızda Resulayn İlçesin’deki binalara PKK bayrağı çekilmesi ile şaşkınlık üzerine şaşkınlık yaşadı!.. İşini gücünü bırakıp, Suriye’deki rejimi değiştirmek için tam gün mesai yapan AKP hükümeti, Esat’ın karşısında ağır bir yenilgi aldı!.. Yenilgiyi ilk ilan eden ABD’nin Genelkurmaybaşkanı idi… Başbakan Erdoğan, “Gezi Direnişi” ile başlayıp yurt geneline yayılan muhalefet hareketi karşısındaki acıklı durumunu, Suriye’deki olayları abartılı ve yanlı bir şekilde aktararak gizlemeyeçalışıyor. Hükümet, hızla altından kayan tabanını yerinde tutabilmek için yapay düşmanlık yaratmaktan medet umuyor. “Palalı” gençlik ile istediği sonucu alamayan Erdoğan, şimdi de tencere ve tava çalarak hükümeti protesto edenler hakkında dava açılmasını istiyor… Savaş…

  • AKP DARBESİ!..

    Anayasa Mahkemesinin kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlar. Anayasamızın amir hükmü böyle diyor.(1) “Ergenekon Mahkemesi” bu tartışmasız hükmü tanımıyor! Ülkemizin yetişmiş bütün hukukçuları, Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra, tutukluluğun 5 yılı geçemeyeceği hususunda hemfikirler. Başka bir deyişle, tutukluluğu 5 yılı aşan bütün tutukluların, derhal serbest bırakılması gerekiyor… Kör olan “adalet” şimdi de sağırları oynuyor! Anayasa Mahkemesinin bu konu ile ilgili kararı aslında bir tür önlem sayılır… Tutukluluğun 10 yıla kadar uzayabilmesine olanak sağlayan Ceza Muhakemesi Kanununun 252. maddesinin 2. fıkrası idi.(2) Anayasa Mahkemesi, CHP’nin başvurusu üzerine 3. Yargı Paketi olarak bilinen 2 Temmuz 2012 günlü, 6352 sayılı (Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen…

  • DAĞILIN LAN!..

                                “DAĞILIN LAN!.. DAĞILIN, DAĞILIN!…” ABD ve AB Mısır Devrimi ile ilgili olarak “darbe” diyemediler, devrim de demediler. “Darbe” sözcüğünü Y-CHP’nin genel müdürü Kılıçdaroğlu ile Başbakan Erdoğan’a dedirttiler!.. Kılıçdaroğlu, üstüne vazifeymiş gibi, yanına kurmaylarını da alarak alelacele: Askeri darbelerin hiçbir zaman kabul edilemeyeceğini belirterek, direnişçi gençleri “bizim çapulcular” deyip gecikmeli olarak sahiplenirken, Mısır Devrimi’ni de “darbe” olarak yaftalayıverdi!.. Böylece Müslüman Kardeşler‘e ve onların lideri Mursi’ye en anlamlı destek Kılıçdaroğlu’ndan geldi!.. Kılıçdaroğlu, ABD’nin destekleyip yönettiği “Arap Baharı” eylemleri sonucu yönetimden uzaklaştırılan Mübarek için acaba ne demişti? Bu çapsız adam hatırladığımız kadarıyla o hareket için hiçbir zaman “darbe” dememiştir!.. Mursi‘yi koşulsuz destekleyen Katar bile, ilk açıklamasından hızlı bir dönüşle, devrimi destekleyenlerin…

  • YALAN SÖYLENEN HALK HAKARETE UĞRAMIŞ SAYILIR!..

    Reyhanlı’daki saldırıda yaşamını kaybeden vatandaşlarımız için Başbakan Erdoğan’ın “53 sünni vatandaşımız şehit edildi” (1) ifadesini kullanması bilinçli bir tercihtir. Bu durum Başbakanın Gezi Parkı direnişinden sonraki beyanları ile açık seçik ortaya çıkmıştır. Kullanılan bu bölücü dil karşısında Erdoğan’ın planını bir tek Aleviler bozabilir! Mezhepçilik üzerinden yapılan siyasetin en etkili panzehiri laikliği savunmaktır. Alevilerin ısrarla bu çizgide savunma yapmaları şarttır. Aksine Sünniliğe karşı Alevi mezhebini öne çıkarmak, hakim durumda olan Sünni mezhebi azgınlaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Siyasal İslam olarak bilinen örgütlü yapı, Sünni mezhep içerisinde yuvalanmıştır. Alevilerin, “Alevicilik” yapmaları halinde, Sünnilerin laiklik karşıtı eylemleri sıradanlaştırılır ve meşruiyet kazanır!.. Bu önemli nokta asla akıldan çıkartılmamalıdır!.. Başbakan’ın, yurttaşların en demokratik hakkı olan…