• SUSARAK KONUŞMAK!..

    Başbakan, kaç haftadır kamuoyuna aynı şeyleri söylüyor. 11 yıllık ortağı Cemaatin devlet içerisinde “paralel devlet” kurulduğundan şikâyet ediyor. Çoğunlukla abartıyor, desteksiz atıyorsa da devletin istihbarat örgütleri elinde olduğundan söylediklerine kulak tıkayamayız. Cemaatin devlet içerisinde ayrı bir yapılanma olduğu kanıtlandı. Başbakanın “Ne istediler de vermedik” itirafı bu durumun en ciddi kanıtı. Kuşkusuz elinde iddialarının başka kanıtları da var. Ne diye bunları yargıya teslim etmez ve soruşturma başlatmaz anlamak mümkün değildir. Aynı şekilde Cumhuriyet savcıları neden kendiliğinden harekete geçmezler onu da anlamak mümkün değildir. Bu durumun tek bir sebebi olabilir. O da başbakanın yargıya güveninin olmamasıdır elbette.  Büyük olasılıkla onun da Cemaatten korkusu var. Kim bilir daha neler var ellerinde. Başbakan yargının…

  • “MİLLETİN A..NA KOYMAK!..”

    Yolsuzluk ve rüşvet yolu ile çalındığı tahmin edilen para 242 milyar TL civarında. Başbakanın bu paralar devletten çalınmamış anlamına gelen sözlerinin hiçbir inandırıcılığı yok. Çalınan her kuruş Türk halkının cebinden çıkmıştır veya yakında çıkacaktır. Devletin bankalarından usulsüz olarak alınan krediler battığında,fatura tüm halka çıkartılır. Geçmişte de bu hep böyle olmuştur. İhale yolsuzlukları ile ele geçirilen paralar kimindir? Onlar da halka aittir. Sonuç olarak 76 milyon Türk halkı soyulmuştur. Bu hırsızlıklardan adam başına ne düşer onu hesaplayalım: Nüfusumuz 76 milyon olduğuna göre, 243 milyon bölü 76 milyon eşittir 3.197.00- TL eder. Yani tüyü bitmemiş yetim dâhil, her birimizden 3.197 TL çalınmıştır… Hesap bu kadar basittir yani!..Gelecek 12 ay içerisinde ödemek zorunda…

  • ENAYİLER!..

    Son yapılan anketlerin birinde elde edilen sonuç,  “Aziz Nesin’lik durum” olarak nitelendirilmiş. Ankete katılanların yüzde 77’si, yolsuzluk ve rüşvetin varlığına inandığı halde genel seçimlerde tercihlerinin değişmeyeceğini söylemişler. Başka bir deyişle; hırsızlığa ve rüşvete yol veren iktidara desteklerini sürdürecekler!… Tam da Türkiye’ye göre bir durum!?.. Siyasetten beklentisi olup da halkı suçlamaktan çekinenler, elbette bu durumu Aziz Nesin’lik olarak isimlendireceklerdir. Toplumsal bir felaketin ipuçlarının göründüğü bu acıklı durumda, komik olan hiçbir şey bulunmamaktadır. Bu isabetsiz yakıştırmayı yapanlara göre, halk ne yaparsa yapsın hiçbir zaman  sorumlu tutulamayacaktır!.. Bu görüşe göre, halkın çoğunluğunun iradesi ile ortaya çıkan en olumsuz sonuçlardan bile, son tahlilde yine yöneticiler sorumlu tutulacaktır. Kuşkusuz bu yargıda haklılık payı vardır ama…

  • YETİMİN HAKKI SEZAR’A!..

    “TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİM”İN HAKKI!.. Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre, 2013 yılı toplam dış ticaret açığı bir önceki yıla göre yüzde 18.7 artarak 99 milyar 782 milyon dolara ulaşmış! 17 Aralık’ta başlayan Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonlarında takip edilen para, dış ticaret açığını kat kat aşmıştır!…  Sadece Başbakanın çocuklarına ait TÜRGEV’e tahsis edilen hazineye ait arazilerin bedelİ bile, dış ticaret açığımızdan fazladır… Maliye’nin İstanbul Tuzla’daki 120 dönümlük arazisinin 57 dönümü de aynı vakfa tahsis edilmiştir. TÜRGEV’in,  İstanbul’daki 66. Mekanize Piyade Komutanlığı’nın bulunduğu askeri arazi üzerinde de “eğitim tesisleri” kurması için Maliye Bakanlığı onay vermiştir. 76 milyona ait hazine arazilerini, kendi çocuklarına tahsis etmek ne kadar etiktir bilmiyorum!? Onu ancak iktidar değiştiğinde öğrenebileceğiz! …