• Özür dilemiyoruz!..

    Bu yıl Y-CHP adına ilk açıklamayı Genel Başkan Faruk Loğoğlu yaptı: “Gocunmamak lazım. Niçin bu kadar geç kalındıktan sonra 2014 yılını seçiyor. Biraz sorgulamak lazım” dedi… Hazret, özür için geç kalındığından yakınıyor. İkinci açıklama Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’tan geldi. Ona göre, Başbakanın açıklaması “İyi niyet mesajları ile itibar arama gayreti.” Ve nihayet, Y-CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu son noktayı koydu:” Ölenler sadece Ermeniler değil. Karşılıklı bir kırım olduğu biliniyor. Her ülke kendi tarihi ile yüzleşiyor. Biz de yüzleşmeliyiz” diyerek, o da Obama-Erdoğan çizgisindeki yerini aldı!.. Kurtuluş Savaşı’nı kazanan ve Cumhuriyeti kuran CHP’nin, 24 Nisan’da takındığı tutum böyle olabilir mi?.. Yerel seçim hezimeti tartışılırken, Antalya Milletvekili Osman Kaptan’ın “Halk bize inanmıyor…

  • “CeHaPe Zihniyeti”!..

    Uzun zamandır söylemek istediğim; fakat bu sefer de kalsın, diyerek ertelediğim bir tespitim var. Y-CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sürekli Başbakan Erdoğan’ın cahilliğine vurgu yapmak için; şunu okusun, bunu okusun gibi tacizlerde bulunuyor. Her nasıl oluyorsa, Erdoğan da bu tür saldırıların hemen karşılığını vermiyor. Kılıçdaroğlu, bu fahiş hatayı, birkaç kez tekrar ettikten ve halkın hafızasında iyice yerleştikten sonra, arka arkaya yumruklarını indiriyor. Bir değil, beş değil, onlarca yaşadık bu tabloyu. Her seferinde bu tartışmadan kazançlı çıkan Erdoğan olmuştur. Son olarak 15 Nisan 2014 tarihli grup toplantısında aynı şeyler yaşandı. Kılıçdaroğlu, bu defa da Erdoğan’ı kastederek; “Başbakanlık koltuğunda oturan zata, hukuk devleti nedir, ben ona kitapları söylemeyeceğim, İpsala Kaymakamlığı internet sitesine…

  • “ÇOK ÇALIŞMAM LAZIM ÇOOOOOK”!..

    Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (1) yargılanmak da var! İngiliz İndependet gazetesinden Robert Fisk’ten sonra (2),  ABD’li gazeteci Seymour M. Hersh, Suriye’de muhaliflerin kullandığı ve yüzlerce kişinin ölümüne neden olan “sarin” gazı ile ilgili olarak Türkiye’yi işaret etti. (3) Batı’nın ünlü yazarları, iddialarını iki temel kanıta dayandırıldılar:  Biri, sarin gazının Moskova’nın daha önce Libya’ya sattığı stoklardan geldiğidir, diğeri 10 El-Nusra militanı hakkında Türkiye’de açılan davanın 130 sayfalık iddianamesinde yapılan açıklamalardır… Pulitzer ödüllü gazeteci Hersh, ABD Savunma Bakanlığı İstihbarat Teşkilatı Başkan Yardımcısı David Shedd’e hitaben yazılan raporda: “Saldırıyı MİT’in planladığı, sarin gazı yapımında kullanılan kimyasalların da bizzat Türk jandarması tarafından Halep’e taşındığı”nın yazıldığını açıklamıştır… El-Kaide’nin “sarin” gazını hayvanlar üzerinde denediği de yazılan raporda;  El-Nusra…

  • KÖTÜ SEÇMEN PROFİLİMİZ!..

    Erdoğan tarafından bir tür güven oylamasına çevrilen yerel seçimlerin ortaya çıkarttığı ilginç sonuçlar yeterince tartışılmadan, doludizgin yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin konuşulması ana muhalefetin seçim başarısızlığını geçiştirmesi olarak algılanıyor. “Kasetler savaşı” şeklinde geçen tartışmalardan asıl kazançlı çıkanın ABD olduğunu ortaya koymuştuk. (1)  Her ne kadar seçimlerde oylarını artıran tek parti MHP (2) olsada, asıl kazançlı çıkan belediye başkanlıklarını artıran Erdoğan’nin AKP’sidir.  Bu gerçeği kabul etmek gerekir…  Bu nedenle de seçmen davranışlarını irdelemeden geçemeyiz. Hırsızlık yapmadığı halde hırsızlığı, ahlaksız olmadığı halde ahlaksızları, hain olmadığı halde ihanet edenleri destekleyip savunan insanları anlamakta zorluk çekiyorum… Uzmanlık gerektiren bu konuda sözü işin uzmanlarına bırakmak en doğrusudur…Onların tespitlerine geçmeden kişisel gözlemlerini aktarmak istiyorum. Toplumun eğitilmemiş bölümü, “elit”…

  • YENİLENLERİN TÜRKÜSÜ!..

    “YENENLER YENİLENLERİN AK LİBADELERİNE SİLDİ KILIÇLARININ KANINI”!.. AKP’ye; 30 Mart’ta 19 milyon 111 bin 182 kişi AKP’ye oy verdi.  2011 yılında 21 milyon 399 bin 82 oyları vardı.  Son seçimlere göre, yaklaşık 2 milyon seçmen artışımız var. “İki kişiden biri” kuralına göre, bunun yarısı AKP’ye gider.  Buradan gelen 1 milyon oyu, 2011’de alınan oylarına eklersek;  bu seçimde 22 milyon 399 bin 82 oy almaları halinde, yerinde saydıklarını söyleyebilirdik… Oysa oylarındaki azalma:  22.399.082-19.111.182=3.287.900 kadardır… CHP’ye; 30 Mart’ta 11 milyon 270 bin 468 kişi CHP oy verdi.  2011 yılında 11 milyon 155 bin 972 oy almışlardı. Seçmen artışının yüzde 26’i ne karşılık gelen 520.000 oy, CHP’nindir. Bu miktarı 2011’de alınan oylara eklersek, …

  • UŞAKLAR ÜÇ OLUNCA…

    KAZANAN ABD OLDU!.. Hazineyi soyup soğana çevirenlerin, halkın oylarını da çaldığı tartışılan bir ortamda, belki biraz tuhaf kaçacak ama biz de seçimlerin galibinin kim olduğunu tartışalım… Sevgili Mehmet Patan’ın bu konudaki yazısını çok beğendiğim için paylaştım. Katılmadığım tek yeri;  “Erdoğan’ın başarısı ABD’nin yenilgisidir” şeklindeki saptamasıdır. Bu konudaki görüşümü söylemeden önce, bu tartışmaya katılacak olanları dinlemek istemiştim. O sırada, Duygu Hanım Cemaat’le ilgili bir soru sordu, ona cevap vermek zorunda kaldım. Konunun başka yöne kaymasını istemiyorum. Bence bu süreçte, kazançlı çıkan ABD’dir!.. Kanıtlayayım: Önce  “17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu” ile başlayan Cemaat ile AKP arasındaki kavganın ortaya çıkarttığı sonuçlara bakalım. Köşe yazısının ulaştığı sonuç ile bizim bulduğumuz sonuçlar örtüşüyorsa, yapılan analiz doğru ve yerindedir. Kabul edeceğiz……