KONUK YAZARLAR

İSTERİM VALLAHİ!..

taban-ikna-edilir

Almanya doğumlu, Yahudi kökenli ABD eski Dışişleri Bakanlarından, ünlü diplomat ve siyaset bilimci Henry Alfred Kissinger: “Kendi içimizdeki hainleri en ağır şekilde cezalandırır, başka ülkelerin hainlerini ise el üstünde tutarız” demiş…

Kimin ülkesine hainlik yaptığını anlamak için en kolay yöntem bu itiraftan çıkıyor.

Buna göre, ABD’nin el üstünde tuttuğu politikacılara kesinlikle tedbirli yaklaşmak gerekiyor…

7 Haziran seçimlerinden sonra, ABD Türkiye’de hangi partilerin hükümet kurmasını istiyor?

Bunun için hangi politikacıları yeniden sahaya sürüyor?

Onlar bu “görevlendirmelere” ne diyor?

Bugüne kadar savunageldikleri; kırmızı çizgilerden, ilkelerden birden bire nasıl çark edebiliyorlar?

Bunun  için geçerli gerekçeleri var mı?

Artık bu ve benzer soruların yanıtlarını kendimiz bulmak zorundayız…

Hepsinden önemlisi, bugüne kadar bir tek başarıları olmayan bazı önemli zatlar, “millet iradesi”nin hangi yönde olduğunu nasıl anlayabiliyor, onu da öğrenmeliyiz!

Yoksa bazı kişilere “vahiy” yoluyla mı bilgiler iniyor?

Halkı aptal yerine koyan bu siyasetçileri el üstünde tutan küresel güçler, bütün bu olup bitene ne diyorlar?

Hezimet olarak değerlendirilebilecek seçim sonuçlarından, seçmenin AKP-CHP koalisyonu istediği sonucunu çıkartmak, ancak olağanüstü niteliklere sahip olanların işidir!

Halkın oy vermeyerek desteğini çektiği iki partiden son talebinin; bir araya gelip hükümet kurmaları şeklinde yorumlamak için insan üstü varlık olmak gerekiyor!..

Aslında bu bir araya gelme çabası, halka karşı olmuyor mu?

Deniz Baykal, delinmedik bir kulağının arkası kalmış,  açıkça AKP’yi işaret ediyor: “Milletin tercihine saygı duymak onu zorlamamak gerekiyor” diyor… (1)

Baykal’a göre, halkın tercihi AKP-CHP koalisyonudur…

AKP 13 yıldır iktidar, Y-CHP ana muhalefet olarak aynı süreyi taşları yoldan temizlemekle geçirdi… Gizli kapaklı işleri yok!

Son seçimde ikisinin de oyu azaldı.

Halkın bu iki partiden desteğini çektiği son derece açık iken Bay Baykal, bugün neden tam tersi düşünceyi savunuyor?

Yani demek istiyor ki; halk AKP ile CHP’nin oylarını koalisyon kursunlar diye azaltmış!

Bu görüşe göre, Türk halkı, siyasi iktidarı oy vererek değil vermeyerek belirliyor…

Bu parlak fikrin sahibi, gazi Meclisin son başkanlığına talip.

Bugünlerde kapı kapı dolanıp destek arıyor…

Bir başka özelliği de Meclisin en tecrübelisi ve en yaşlısı olmakmış. Yaş da para ediyor artık…

Meclis Başkanlığına seçilirse, özel kalem müdürlüğüne getireceği kişiye şimdiden çok acıyorum!

İşi gerçekten de zor olacak çünkü…

***

Halk Y-CHP’ye AKP ile koalisyon yapma görevi vermişmiş!!!

Lakin miting meydanlarında bu yönde bir tek söz söylenmemiş…

Bütün partiler AKP’yi iktidardan düşürmek içi oy istediler, şimdi bizimkiler kalması için olmadık laf cambazlığı yapıyorlar…

Güya halkın istediği buymuş, onlar sadece tercümesini yapıyorlar!..

Y.Nuri Öztürk Hocanın bir konuşmasında Deniz Baykal ile ilgili yaptığı “Yumurtasını pişirmek için ülkeyi yakar” tespiti, Kılıçdaroğlu için de geçerlidir…

Livaneli’nin Baykal hakkındaki yazısını (2) okuduktan sonra; boşuna yere “yok daha neler” demiştim…

Kaset olayı ile kaybettiği itibarını geri alabilmek için, AKP’nin iktidarda kalmasını gözünü kırpmadan kabul edebilirmiş meğer.

Bu yolda CHP’yi de rahatlıkla harcayabilir

5 seçimdir “hırsız” diye suçlanan bir partiyle ortaklık yapmak, hiç bu necip halkın isteği olabilir mi?

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce, ABD elçisi ile bir otel odasında, üstelik de tek başına, 2,5 saat ne konuştuğunu açıklayamayan Dersimli Kemal  ile 7 Haziran seçimlerden hemen sonra, sıcağı sıcağına, Erdoğan ile baş başa konuşmak üzere Ankara’ya koşan Baykal‘ın, gizli ajandaları olduğuna eminim!..

Küresel güçler ikisini de el üstünde neden tutuyor acaba!

İkisini de bir birine muhtaç hale getirmişler…

Birinin eline, diğerinin açığını vermişler tabi!

Bu durumu iyi kullanan emperyalistler, ne Baykal’ın eski gücüne kavuşmasına ne de Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye tam hakim olmasına izin verirler…

Erdoğan ise “CE-HAA-PEEE ZİHNİYETİ”nin değiştiğinden emindir şimdi…

Zaten Kılıçdaroğlu da berbat Türkçesi ile “Rövanşist (3) olmayacağız” diyerek, teminatını vermiştir…

Açılıma açık çek verdiği gibi…

Aklınca “intikamcı” olmayacağız demek istemektedir…

Belli ki, yolsuzlukların, hırsızlıkların ve kanunsuzlukların hesabını sormaktan vaz geçtiler…

Ah, bu küresel güçler nelere nelere kadirdir…

Dersimli Kemal sözlerine açıklık da getirmiştir: “Devr-i sabık(4) yaratmayacağız” diyerek, ne yapmak istediğini açık açık anlatmıştır!..

Emir büyük yerden gelince, çaresiz 13 yıllık AKP iktidarlarını aklayacaklar!..

Çam devirdiğini anladıktan sonra, güya bir düzeltme de yapmıştır hazret (5)

Lakin halkla arasında ciddi bir güven sorunu olduğu için yeterince inandırıcı olamamıştır…

***

Olası AKP-CHP koalisyonun ilk işi para bulmak olacak…

Bunu için uluslararası finans kuruluşlarının “ön açması” lazımmış.

Bu iş için de Kemal Derviş kritik rol oynayabilirmiş!..

Anlayacağınız; parayı Derviş’e bulduracak, kendileri düdüğü çalacaklar…

Ne kadar akıllılar değil mi?

İşler bu noktaya geldikten sonra, en kısa sürede büyük kurultayı toplayıp CHP’yi feshetmek yapılacak en doğru harekettir!..

 

Partinin geri alınabileceğinden umudumu kestim…

 

Fesihten sonra Dersimli ile SOROS’CU arkadaşları AKP ile Y-CHP olarak ortaklıklarını kurabilirler…

 

CUMHURİYETİ KURAN PARTİYİ, İHANETLERİNE ORTAK ETMELERİNE RAZI DEĞİLİM…

 

Dersimli Kemal’in papağan gibi 5 seçimdir tekrarladığı, tekrarlandıkça da oy kaybına neden olan yolsuzluk ve hırsızlıkları aklama işinde, hiç değilse Atatürk’ün CHP’si yer almasın isterim…

 

Kişiliği güven vermez bir liderin, “hırsız var” feryadına inanmayan bu millet, hiçbir vaatlerine zaten itibar etmemektedir!…

 

AKP’den kurtulmanın yolu Y-CHP’ye veya HDP’ye oy vermek değildi!..

Seçmen, bir yolunu bulup AKP’den kurtulsa da Y-CHP bir yolunu bulup AKP’yi başımızda tutacaktı zaten!..

 

Yaşayarak gördüklerimizi ayrıca ispat etmek gerekmez…

 

CHP işgalden kurtarılmadan TÜRKİYE işgalden asla kurtarılamaz.

 

Bu yüzden CHP’li olmayanlara da görev düşmektedir!..

 

***

Dersimlinin kamuoyunun bilmediği bir büyük kabahati mi var acaba!

Küresel güçler, şimdi o kabahat dosyasını önüne koymuşlar ve istediklerini yapmaya mecbur bırakıyorlar…

Günahı kadar sevmediği Baykal’ı öne çıkarması bu mecburiyetten olamaz mı?

İster misiniz, Baykal’a kaset operasyonunda bir rol üstlendiği kanıtlansın!

Ben isterim vallahi!..

Erdoğan gibi Kılıçdaroğlu’nu da siyasete “armağan” eden Deniz Baykal’dır…

Sonunu getiren de o olsun!

İsterim vallahi…

Olsun…

***

Ne olursa olsun, AKP gitsin düşüncesi ile Y-CHP ile HDP’ye oy verenler, aldatılmışlık duygusundan çok daha fazlasını yaşıyorlar.

O tarafta korkunç travma var!

HDP’ye oy verdiğini söyleyen bir dostum, kendini tecavüze uğramış gibi hissettiğini söyledi…

“AKP’nin gitmesini sağlarız diye yediğimiz halt, tam tersine sonuçlar vermiş. AKP kalıyormuş!” diye ekledi…

Dersimli Kemal, AKP’ye koltuk değneği olmaya her zaman hazırdı zaten…

Yeter ki, yapılacak olan işlerden kendisine de bilgi verilsin!

Bu gerçeği öğrenen partililer, Kılıçdaroğlu konusunu tartışmak bile istemiyorlar…

Bugünlerde “Çoğumuz deli-divane olduk, lakin yollara düşmediğimize şükrediyoruz” diyorlar…

Zayıfladığı halde, yönetimden çekilmeyen bir ekibin derdi ne olabilir? Oylarını birazcık artırsalardı koltuklarından bir daha kalkarlar mıydı hiç?

Bunlara oy verip, kısmen de olsa güçlenmelerine sebebiyet vermeyelim, yoksa bir daha bu işgalci yönetimi değiştiremeyiz diyenler haksız değildi!..

Bu önemli hususları da tespit edelim…

Ekmeleddin’in seçimi kaybetmesi üzerine, Kılıçdaroğlu:”Bugün olsa yine Ekmel Bey’i aday gösteririz” (6) demesi gibi, biz de bugün seçim olsa yine oyumuzu Y-CHP’ye veririz diyenlere sözlerimiz…

Ne diyebiliriz; efsunlanmış eşek misali, binildiğimiz yerde otlamaya mecburuz sanki…

***

Hükümet, Suriye sınırındaki son gelişmeler üzerine, TSK’ya yazılı emir vermiş.

Akdeniz’e açılacak olan Kürt koridoruna itiraz edecekmişiz!

PKK’nın Suriye kolu PYD’ye silahlı müdahale, terör örgütü PKK ile müzakereden vazgeçme anlamına geliyor elbette!..

Bu iyi bir gelişmedir!

İçerisinden geçtiğimiz koşullar itibariyle, hükümetteki bu politika değişikliğine karşı çıkmak, ucuz siyaset yapmak anlamına gelir…

Bugün ulusal birlik çağrısı yaparak, küresel güçleri geriletmek en doğru seçenek görünüyor…

Ülkemizin yüksek çıkarlarının gereği bu birlikteliktedir…

Neredeyse Suriye sınırımız bir uçtan diğer uca PYD’nin kontrolüne geçmiştir.

11 sınır kapısından Suriye’nin elinde bir tek Yayladağ kalmıştır…

Diğerlerinde komşumuz artık PKK/PYD’dir!..

Baykal, Kılıçdaroğlu ve Y-CHP’nin konuşma yasağı konmuş çiçeği burnundaki milletvekilleri, bu konuda ne diyorlar acaba?

Bileniniz var mıdır?

İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ise kendini gizlemiyor artık. O hala TSK’nın PYD’ye yardım yapması için çağrı yapıyor…(7)

Y-CHP’nin en boş adamı Gürsel Tekin ise “BM’yle işbirliği yapılmalı. Türkiye barışçı taraf olmalı” diyor…

ABD’nin emirlerini Türkçeye çevirerek Dersimliye tebliğ etmekle görevli eski Büyükelçi Faruk Loğoğlu da aynı görüştedir: ”Askerin Suriye’ye girebilmesi için hem BM kararı hem de Meclis’ten yeni tezkere çıkartmak gerektiğini” savunuyor…

Kürdistan’ın kurulmasına karşı çıkmayalım istiyorlar…

Ulu Tanrım!

Ne hale getirildik. Bari akıl sağlığımızı koru…

Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1)  http://www.sozcu.com.tr/2015/gundem/baykaldan-koalisyon-sinyali-870425/

(2)  http://arsiv.ntv.com.tr/news/415149.asp#storyContinues

(3)  TDK  sözlüğüne göre rövanş:Sporda veya oyunda yenilmiş olanın aynı rakiple oynadığı ikinci oyun anlamındadır.

(4)  Devr-i sabık:Önceki dönem demektir.

http://osmanlicaturkce.net/19099/devr-i-sabik

“Devr-i sabık yapmayacağız” deyimi ise, geçmişi sorgulamayacağız, üzerine sünger  çekeceğiz anlamında kullanılmaktadır. 1950’de Demokrat Parti, CHP’den iktidarı devraldıktan sonra, Genel Başkan  Celal Bayar  tek parti dönemi için bu ifadeyi kullanmıştı…

(5)  http://www.chp.org.tr/Haberler/2/kilicdaroglu-sozu-yolsuzluklarin-hesabi-sorulacak-7815.aspx

(6)  http://t24.com.tr/haber/kilicdaroglu-bugun-olsa-yine-ekmel-beyi-aday-gosteririz,267261

(7)  http://www.taraf.com.tr/politika/chpden-korkunc-iddialarisid-7-aracla-turkiyeden-girdi-bu-gece-de-saldiracak/