KONUK YAZARLAR

“SAVAŞA HAYIR” DEMEK İHANETTİR!..

suriye_siniri_1

BAZI KOŞULLARDA “SAVAŞA HAYIR” DEMEK İHANETTİ!..

Zorunlu olmadıkça savaş cinayettir“!!..

Çok doğru bir söz...

Zorunlu olmayan savaşa hayır demek gerekir.

İnsan olmak bunu gerektirir

Peki, savaş zorunluysa ve yapılmıyorsa o zaman da ihanet olmaz mı?..

Bütün mesele buradadır….

Yani size karşı bir savaş ilan edilmişse, artık bunun kabulü zorunludur!

Aksi halde teslim oldunuz demektir…

Bu noktada ilan edilmiş bir “savaşa hayır” diyemezsiniz...

Bir yere kaçamazsınız!..

Savaşa hayır” der ve kaçarsanız, halkınıza ihanet edersiniz!..

Demek ki, “savaşa hayır” demeden önce, bize karşı bir savaşın yürütülüp yürütülmediğine bakmamız gerekiyor

Yakın savaş tehlikesiileörtülü savaşlar”ı da ilan edilmiş savaş gibi kabul zorunluluğu var!..

***

Şimdi Irak ve Suriye sınırlarımıza bakarak bu konuda beyin cimnastiği yapalım.

Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) ve bu proje içerisindeki “Büyük Kürdistan“ı kurma faaliyetleri toprak bütünlüğümüzü tehdit ediyor mu?

Etmiyor” diyorsanız;

Buradan itibaren yazılanları okumanız gerekmiyor…

Ediyor”  diyorsanız; bu savaşı yürüten küresel güçler (koalisyon güçleri denen 37 ülke) bize karşı; açık-gizli-örtülü-düzenli-düzensiz-dolaylı-kirli bir savaş yürütüyor mu sorusuna cevap arayacağız…

Bu soruya yanıtınız:

Yürütmüyor” ise, bu yazının devamını okumanıza gerek yok..

Evet yürütüyor” ise, bu defa da savaşı kabul etmekten başka çareniz yoktur!..

***

Şimdi şu tespiti yaparak devam edelim:

Sıcak savaşın yürütüldüğü bu coğrafyadaki sivil halk bizim ülkemize sığınıyor

Bugün itibariyle 2,5 milyonu bulan sığınmacıların, yarın hangi sayıya ulaşacağını bilemezsiniz….

Onlara kapıları kapatamayacağınıza göre, iş işten geçmeden bir şeyler yapmak gerekir.

Aksi halde, ne biçim insan, ne biçim Müslümansınız demezler mi?

En azından, sivil halkı ve kendi halkınızın güvenliğini düşünerek, bazı adımlar atmanız gerekiyor!

İlk aşamada “GÜVENLİ BÖLGE” yaratmak Türk Ordusu’nun yapabileceği bir iştir!

***

Bölge ülkeleri ile birlikte emperyalistleri geriletmek  de bir insanlık görevi olarak karşımızda duruyor...

Bütün bunların acilen yapılması gereken dönemde; AKP’nin iktidarda olması neyi değiştirir?

İşlerin bu noktaya kadar gelmesinde, kuşkusuz birinci derecede sorumlu olan AKP hükümetleridir.

Böyle dahi olsa, ülkemizin yüksek çıkarları için, bu yönde atılacak adıma karşı çıkabilir miyiz?

AKP’ye karşıyız diye, doğru yaptığı işlere de karşı duracak değiliz herhalde…

Konuya biraz da bu yönüyle bakalım

***

Bu fırsattan yararlanarak, şu gerçeği de tespit edelim:

AKP hükümeti bir taşla iki kuş vurma hesabı içerisinde olabilir!

Büyük olasılıkla da öyledir..

Lakin, sorunu sadece AKP’lilerin kendilerini kurtarması açısından ele alırsak, analizimiz oldukça eksik ve yetersiz kalır.

Yapmamız gereken önemli ve acil işleri, DUYGUSAL NEDENLERLE yapamamış oluruz…

Oysa Devlet yönetiminde duyguların yeri yoktur

***

Aslında hayati önemdeki bu olayın bir başka boyutu daha vardır:

Koalisyon güçleri” adı verilen 37 ülkenin, doğrudan katıldığı kirli Suriye Savaşı’nda -Suriye’nin savaşı kaybetmesi halinde- Türkiye’nin zarar görmeden çıkabileceğini düşünmek akıl kari değildir…

Bu nedenle sürekli “barış” çığlıkları atmak bir anlam ifade etmiyor…

Aslında bu noktada savaşa hayır propagandası koalisyon güçlerinin işine yarıyor!..

Savaşa hayır” diyerek, farkında olmadan emperyalist fikirlerin avukatlığı yapılmış olur!..

Ayrıca bu masum slogana inanan bölge halklarının birleşmesi deengellenir!..

Ülkelerin orduları savaşmakiçin vardır ve gerektiğinde savaşacaklardır.

Yoksa ne diye bütçenin önemli bir kısmı onlara ayrılır?

***

Her şeyden önce, Suriye’nin savaşı kaybetmesi halinde; 2,5 milyon sığınmacının bir daha Suriye’ye geri dönemeyeceğini düşünürsek; bunların Türkiye’ye maliyetinin kalıcı olacağını hesaba katmamız gerekiyor.

Bunun anlamı:6 milyonu aşan işsizimize, 2,5 milyon daha eklenecek demektir.

Barınma olanakları bulunmayan bu insanlar, –bugün için Bodrum’a kadar geldiler- güvenlik sorunu da dahil, çok daha büyük problemleri bizimkilere ekleyeceklerdir..

Bunu görmemek için hayal dünyasında gezinmek lazım!..

Ekonomisi sıcak para ile yürüten Türkiye’nin, bu ilave yükü taşıması kolay değildir…

Birleşmiş Milletler‘den yardım alamayan Türkiye, ila nihaye böyle devam edemez.

Olaya bu açıdan da bakıldığında, şimdiden bazı tedbirlerin alınması zorunludur…

***

Suriye ile de anlaşarak –ki, Suriye bu konuda anlaşmaya hazır görünüyor– sınır ötesinde GÜVENLİ BİR BÖLGE OLUŞTURMAK ve Suriyeli sığınmacıların kendi topraklarında GÜVENLİKLERİNİ SAĞLAMAK en akıllıca yoldur...

Şam yönetimi, savaşı kazanırsa, zaten sığınmacılar kendi yurttaşları olduğu için bu sorunu devralmak zorundadır…

Türk Ordusu da görevini yapmanın huzuru içerisinde sınırlarımızın içerisine çekilir.

Sığınmacıların, kendi ülkelerine götürülmeleri halinde, bize olan maliyetleri de sıfıra yaklaşacaktır.

Çünkü kendi topraklarında normal yaşamlarına dönme olasılığı vardır…

***

İkinci önemli husus ABD-İSRAİL KORİDORU”dur...

Bu da Türkiye’nin TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ açısından hayati önemde bir konudur

Koridor Türkiye tarafından ENGELLENİRSE; petrolü Akdeniz’e akıtamayan sözde “Kürdistan” devleti, kağıt üzerinde kalır...

Çünkü parası olmayan hiç bir devlet yaşayamaz!..

Emperyalistler de sonuna kadar böyle bir kukla devleti besleyemezler.

Çünkü onların da nihai hedefinde, Orta Doğu PETROLLERİNİN ELE GEÇİRİLMESİ vardır.

Sınır ötesi GÜVENLİ BÖLGEoluşturulmasıile “Büyük Kürdistan”ın kurulması da engellenebilir…

Böylece toprak bütünlüğümüz korunmuş olur...

Kandil’in son (Karayılan’ın) “Türkiye’yi savaş alanına çevirecekleri” tehdidi, gerçeğin bu şekilde olduğunu göstermektedir…

Bugüne kadar olan tutumlarından anlaşılmaktadır ki, Türkiye’nin bu hamlesinin arkasında; İran, Irak, Suriye, Rusya ve Çin de duracaktır…

Böylece “Levant”  ( https://tr.wikipedia.org/wiki/Levant  ) denen daha büyük projenin de önüne geçilmiş olur

***

Bu noktada dilerseniz savaş uzmanı  NATO’cu olmayan Türk subaylarını dinleyelim.

Onların anlatacakları bilinmeden, bizim anlattıklarımız hem eksik kalacak hem de anlaşılmayacaktır…

BU NEDENLE AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIYI AÇIP İZLEMENİZİ ÖNERİYORUM…

http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/emekli-hava-pilot-tumgeneral-beyazit-karatas-tan-onemli-tespit-h65402.html

Görüşünüzün değişeceğine yüzde yüz eminim

Cemil Can