KONUK YAZARLAR

EN ADİL HAKEM ZAMANDIR!..

tsb

Bazen en iyi hakem zaman oluyor…

Eylül’den bu yana 4 ay bile geçmedi…

Eskilerimiz “Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür” derlerdi…

Gerçekten de çok erken unutuyoruz…

Toplumsal hafızamız kuvvetli değil!..

Anımsatalım: Yaklaşık 4 ay önce sanatçılarımız üçe bölünmüştü

Bir kısmı “Barış istiyoruz”,

Bir kısmı “Baş sorumlu Cumhurbaşkanıdır” diyordu…

Haklı çıkan “Mehmetçiğin yanındayız” diyenler oldu…

Aslında barışı istemeyen yoktu, Cumhurbaşkanı da baş sorumluydu!

Bunların hepsi doğruydu…

O gün gözü kapalı üç bildiriye de imza atılabilirdi.

Savunulan fikirler, birlikte harikaydı…

*** *** ***

Arada bir hatalı fikirler de olacak tabi…

Ne demişti atalarımız: “Barikayı hakikat müsademeyi efkardan doğar”

Gerçeğin şimşeği, fikirlerin çatışmasından doğar”

Barış istiyoruz” başlıklı bildiriye imza koyanlar, PKK’ya yönelik operasyonları “Saray Savaşı” olarak nitelendirmişti!

Onlara göre; Erdoğan, AKP’yi yeniden tek başına iktidar yapmak için bu kirli savaşı başlatmıştı!

Çözüm sürecini buzdolabına koyduk” sözü, bu fikrin en açık kanıtı olarak gösteriliyordu…

AKP’nin yeniden ve tek başına iktidara gelmesinden sonra, hükümetin süreci buzdolabından çıkartacağından korkuluyordu…

Bu aşama, olumlu ya da olumsuz bir şey söylemek için erkendir…

Bekleyip görmek en iyisi…

Bazı konulara tedbirli yaklaşmak iyi oluyor.

*** *** ***

1 Kasım’ı çok geçtik…

AKP tek başına iktidara geldi.

HDP de barajı geçti.

HDP’ye baraj atlatarak AKP’yi düşürme planı ise, 1 Kasım’da tutmadı!

Barış İstiyoruz” bildirisine imza atanlara göre, amaç hasıl oldu.

O halde “Saray Savaşı”nın durması gerekiyor!

Ama durmadı, devam ediyor…

Söylendiği gibi, gerçekten Erdoğan’ın savaş çıkarmak amacı; AKP’yi tek başına iktidara getirmek idiyse, “Süreci” dolaptan çıkarması gerekmiyor mu?

Yoksa buna gücü yetmiyor?

*** *** ***

Peki, savaşı başlatan kimdi?

Bu sorunun doğru yanıtını vermeden devam edemeyiz.

22 Temmuz’da “Bugünü unutmayın” demiştik!

Terör örgütü, iki polisimizin uykuda kafasına kurşun sıkmıştı…

Bir gün önce de mayın araması yapan askerimize ateş açıp birini şehit etmişti…

TSK’nın operasyonları ise, 24 Temmuz’da başlatıl

*** *** ***

Eğer, hala bu savaşa “Saray Savaşı” diyorsanız, siz bilirsiniz!

Savaşı başlatanın PKK olduğunu hiçbir şekilde gizleyemezsiniz!..

Bu pencereden bakmaya devam ederseniz; PKK’ya “Saray’ın PKK’sı” diyebilirsiniz…

Acaba öyle mi?

ABD’nin “Kara gücü”, Saray’a ait olabilir mi?

Hani “leb” demeden leblebiyi bilebilirdiniz…

*** *** ***

Buna rağmen tekrar etmek istiyorum:

Seçim bitti!..

AKP, yeniden ve tek başına iktidara geldi!

Saray Savaşı”nın durması gerekmiyor mu?

Ne oldu şimdi?!

Gelişmeler tam aksi istikamette, operasyonlar tüm şiddeti ile devam ediyor…

Acaba neden?

*** *** ***

PKK, ateşkes istiyor…

Masaya oturmaya dünden razı!..

Bir gün Amerika’dan, bir gün Rusya’dan haber gönderiliyor…

PKK’yı “kara gücü” olarak kullanan emperyalistler, fena halde telaşlı…

Açılım”a dönelim diye neredeyse yalvarıyorlar!..

Onlara ne oluyor acaba, hiç düşündünüz mü?

Buradan bakıldığında; yaşananlara “Saray Savaşı” demek yerine, “Vatan Savaşı” demek daha isabetli değil mi?

Dürüstçe hakkı hamiline teslim edelim…

*** *** ***

Sanatçılar Girişimi”: “Baş sorumlu Cumhurbaşkanıdır”;

Bağımsız Sanatçılar İnisiyatifi”: “Savaşın hükmünü sürdürmek isteyenlere itirazımız var”, “Çok şey değil, ihtiyacımız olan, barışı istiyoruz” diyordu…

Türkiye Sanatçılar Birliği” bildirisine imza atanlar ise: “Türk Silahlı Kuvvetlerimizin başlatmış olduğu vatan mücadelesinde, biz sanatçı ve aydınlar, Mehmetçiğimizin yanında olduğumuzu belirtmek isteriz” demişlerdi…

Demek ki, bu son grubun haber alma kaynakları daha güçlü, analiz yetenekleri de diğerlerinden çok üstün!…

Kıskançlık göstermeden kabul etmek gerekiyor…

*** *** ***

Gelinen bu aşamada; “Sanatçılar Girişimi” ile “Bağımsız Sanatçı İnisiyatifi”nin şapkalarını önlerine koyup, yeni bir değerlendirme yapmaları şart oldu…

Buna şiddetle ihtiyaçları var!

Şu kadarını da söyleyeyim ki: Kimsenin, bir diğerinden özür dilemesi gerekmiyor!

Kimseye kötü niyetlisin denmiyor…

Her üç bildiriye imza atanların, yurtseverliğinden en ufak bir kuşku duyulmuyor…

Bugün itibariyle, tüm aydınların birlikte hareket etmesi çok çok önemli…

Düşman dört taraftımızdan saldırıyor…

*** *** ***

Unutanlar için 4 ay önce ortalıkta dolaşan bildirileri bulup getirdim.(*)

Verilen bağlantıdan üçüne de ulaşmak mümkün…

Üçü de anlaşılır dille yazılmış…

Anlayacağız!

Yeter ki, hendeğin Türkiye tarafında duralım!..

Cemil Can

(*) http://odatv.com/sanatcilardan-itiraz-1109151200.html