KONUK YAZARLAR

POKER MASASI VE KARŞIDEVRİM!..

ayi_ve_sevgilisi

Dersimli Kemal Ahmet Hakan’ın programında:Davutoğlu partimizi ziyarete geldiğinde; kendisine sordum. Hükümetin hangi icraatına anayasanın hangi hükmü engel oluyor. Bana öyle bir madde yok dedi. Yook!.. (1)

9 Şubat 2016 Salı günü yapılan grup toplantısında da benzer sözleri söyledi… (2)

Davutoğlu gibi Kılıçdaroğlu’na göre de yeni bir anayasa yapmaya ihtiyaç yoktur.

Bu doğru tespitten sonra, bu defa da 180 derecelik bir dönüşle çark ediyor; özgürlükçü bir anayasa yapmamız, darbe anayasasından kurtulmamız gerekiyor diyor!

Hazret Anayasa Uzlaşma Komisyonu adını hatalı bulmuş, bunun yerine “Türkiye’yi Darbe Hukukundan Arındırma Komisyonu” kullanılması daha doğrudur diyor.

Y-CHP, hem anayasa değişikliğine ihtiyaç yok demekte, hem de işin içerisinde…

İsim konusunda bayağı ısrarcı olacakmış!?..

Bugüne kadar anayasa 17 kez değiştirildi.

En esaslı değişiklikler, Ecevit’in başbakanlığı döneminde, AB’ye uyum yasaları çıkartılırken yapılmıştı.

Daha sonra 2010 Anayasa Referandumu ile 12 Eylül hukukundan kalan diğer maddeler değiştirildi. Yani anayasa baştan ayağa değiştirildi, “darbe anayasası” sözünün bir geçerliliği yok…

Darbe hukuku”nu değiştirme söylemi dinlenebilir.

Lakin o konunun yeri de “Anayasa Uzlaşma Komisyonu” değil.

Çünkü, yüzde 10 barajı, Seçim Kanunu’ndaki bir hüküm ve yasa değişikliği ile çözülebilir…

Aynı şekilde Siyasi Partiler Yasası’ndaki, “lider sultası”na ortam hazırlayan antidemokratik hükümler de yasa değişikliği ile giderilebilecek aksaklıklardır.

Nedense ne iktidar ne muhalefet bu konuyu ağızlarına almamaktadır…

Kılıçdaroğlu, arada bir bu konuya temas etmekte, fakat çözüm yolunu Anayasa Uzlaşma Komisyonu olarak gösterip, halkı yanlış bilgilendirmektedir…

Esasen yaptığı iş, bu komisyona ihtiyaç varmış inancını yerleştirmektir!..

Çünkü kurulan masa “poker masası”ndan farksız olmayacak!..

Bu oyunu en iyi oynayan AKP’dir ve her zamanki gibi yine o kazanacak!

Meclisin sil baştan yeni bir anayasa yapma yetkisi bulunmamaktadır.

Her şeyden önce buna anayasanın kendisi engeldir.

Bu konuda, İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, Tuncay Mollaveisoğlu ile yaptığı programda çok doğru ve doyurucu açıklamalar yaptı. (3)

*** *

Hal böyle iken, Y-CHP ile Y-MHP’nin “yeni anayasa” için kraldan fazla kralcı olmaları ne anlama gelmektedir?

Muhalefet partileri, Erdoğan’ın “başkan” olmak için yaptığı hamleye neden alet edilmektedirler?

Bu soruların doğru yanıtlarını bulabilmek için bazı gerçekleri kabul etmek gerekiyor:

2002 yılında iktidara gelen gerici güçler, 14 yıllık iktidarları boyunca, adım adım karşıdevrimi gerçekleştirdiler.

Sıra karşıdevrimin hukukunu yapmaya geldi!..

AKP’nin hukuk dışı icraatlarını soruşturulamaz hale getirmek ve fiili duruma uygun hukuk yapabilmek için, yeni bir anayasaya ihtiyacı var!..

Zor olan bir gerçeği daha kabul edelim:

Y-CHP, karşıdevrimcilerin bu acil ihtiyacına öncülük yaparak, meşruiyet zemini oluşturmakla görevlidir!..

Bu gerçeğin bir başka anlamı da; Y-CHP’nin karşıdevrimi kabullendiği ve sürekli bir AKP iktidarında, sürekli muhalefette kalma konusunda anlaşmaya vardığıdır…

*** *

İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın “Bu Anayasayı tanımıyoruz(4) sözü ile Cumhurbaşkanı’nın kaymakamlara yaptığı, “Yeri geldiği zaman koyun mevzuatı bir kenara(5) çağrısı, ne olup bittiğini anlamak için yeterli olmalıdır…

Erdoğan’ın konuşması içerisinde geçen “zihinsel inkılap” ile daha öncelerden AKP sözcülerinin söylediği ve “sessiz devrim” olarak tanımladıkları, bu karşıdevrim gerçeğidir!..

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz:

AKP adım adım karşıdevrimi yapıyor, hukuku ise fiili duruma daha sonradan uyduruyor!

Şimdi sıra “başkanlık sistemi”ne geçmeye geldi.

Fiilen başkanlık sistemine geçildi zaten…

Erdoğan başkan yetkilerinin tümünü kullanmaktadır.

Eksik kalan, bu fiili duruma hukuku uydurmaktır sadece.

Bunun için anayasa değişikliğine ihtiyaç var.

İşte AKP’nin duyduğu bu acil ihtiyaç, Dersimli Kemal ile Devlet Bahçeli tarafından giderilmektedir.

Kemal’in bu konuda söylediği sözlerin değeri, kendi gibi beş para etmez!

Cumhuriyet düşmanı olduğuna en ufak bir kuşku bulunmayan Dersimli Kemal, “Türkiye’yi Darbe Hukukundan Arındırma Komisyonu” adını örtü olarak kullanmaktadır.

Göreceksiniz; Cumhuriyet’i kuran Cumhuriyet Halk Partisi’ne Atatürk’ün Cumhuriyet’i yıktırılacaktır!

Belli ki, muhalefet partilerinin genel başkanları kendilerini o makamlara getiren küresel güçlere diyet borçlarını ödemektedirler…

*** *

Bu büyük ihaneti perdelemek için başka küçük oyunlar da sergilenmektedir.

Parti tabanlarının hassas olduğu konularda sürekli gündem değiştirilmektedir:

Bu ihtiyaç Y-CHP’de Meclis’te Atatürk posterinin indirilmesi ile giderilmiştir…

Y-MHP de ise delegelerin kurultayı toplama iradesine değer verilmeyerek, akıl almaz bir tartışma başlatılmıştır…

Senaryolar Atlantik ötesinde yazılmaktadır…

Zaman zaman Jeo Biden, İstanbul’a kadar gelip, adamlarına ne yapmaları gerektiğini anlatmaktadır…

Anlaşılıyor ki, bu dönem iktidar ve muhalefet işbirliği yaparak, “Türk Milleti”ni Anayasadan çıkartmaya çalışacaklardır!

Bu arada Dersimli’nin CHP iktidarında mutlaka getireceğiz dediği; “Yerel Yönetimler Özerklik Şartı” da anayasa hükmü haline getirilmiş olacak!

Küresel güçlerin asıl istediği değişiklikler, kolayca geçecekler.

Görüldüğü gibi; CHP iktidar değil ama, Y-CHP iktidardadır!..

Erdoğan’ın “başkanlığı” karşılığında, “uniter devlet”in parçalanması gerçekleştirilecektir…

Anayasa Uzlaşma Komisyonu”nda uzlaşma sağlanamaması çok da önemli değildir.

Uzlaşmazlık konuları, nasılsa halkoyuna sunulacaktır…

Meydanlara inildiğinde, halkı kimin etkileyebileceği ise bellidir!..

Dersimli’nin her seçimde tekrar ettiklerini yineleyeceği sır değil.

“Diktatör bozuntusu” ile başlayacağı konuşmalarını, 17/25 Aralık Olayları ile süsleyeceğinden adım gibi eminim.

Onun bu güvenilmez kişiliği nedeniyle, geçmiş seçimlerde olduğu gibi, bu inkar edilemez gerçekler bile yine “zırva” işlemi görecektir…

*** *

Ülke gündeminin birinci sıralarında; toprak bütünlüğümüz, güvenliğimiz, terör, mülteci ve ekonomi gibi yakıcı sorunlar varken, “yeni anayasa” yapmaya kalkışmak, gemi batarken restorantta keman çalmaya benzemektedir…

Küresel güçlerin AKP’yi iktidara getirerek karşıdevrimi gerçekleştirdiklerini kabul etmek ise kolay değildir!

Çünkü bu kabule göre, gereğini de yapmak gerekir.

Devrimler ve karşıdevrimler çoğu kez yavrularını da yerler…

Gülenlerin, Güllerin, Arınçların ve Çeliklerin tasfiyesini bu kapsamda değerlendirmek gerekir…

*** *

Karşıdevrim gerçeğini kabullendikten sonra, Cumhuriyet yanlılarının birinci görevi,

karşıdevrimi durdurmak, geriletmek ve yenmek olarak karşımıza gelir…

İşte bu nokta, yurtseverliğin test edileceği yerdir.

Bu görevleri yerine getirebilmek için; elimizdeki en etkili araçlar siyasal partilerdir.

Bu yüzden işgal edilip ele geçirilen; CHP ile MHP’nin, mutlaka işgalden kurtarılması gerekir…

Bu iki partinin halka doğru önderlik yapması sağlanmadan, uçuruma doğru olan bu gidiş durdurulamaz!

Gerçek muhalefet olmadan, iktidarla baş etmek ise kolay iş değil!

Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1) http://tv.cnnturk.com/tv-cnn-turk/programlar/tarafsiz-bolge/chp-lideri-kemal-kilicdaroglu-tarafsiz-bolgede

(2) https://www.youtube.com/watch?v=LCCv7r4QziU

(3) https://www.youtube.com/watch?v=FuQGRIhRnqM

(4) http://www.hurriyet.com.tr/icisleri-bakani-efkan-ala-anayasayi-tanimiyorum-28344069

(5) https://www.youtube.com/watch?v=xLDrFUQBNUQ