KONUK YAZARLAR

MHP’NİN MEZARCISI

tgb

Tekrar ede ede dilimde tüy bitti:

MHP kurtarılmadan CHP, CHP kurtarılmadan Türkiye işgalden kurtarılamaz!

TSK’nın komuta kademesinin yarıya yakınını, Emniyet İstihbaratının neredeyse tamamını, yargının hatırı sayılır önemli bir kesimini, MİT’in bir bölümünü ele geçiren ve İncirlik üssünde -ABD gözetiminde- terör örgütü PYD ile görüşecek kadar geniş imkanlara sahip olan FETÖ’nün, siyasi partilerimize sızmamış olması düşünülebilir mi?

“Düşünülemez” diyenler bu satırdan sonrasını okumasın.

“Düşünülebilir” diyenlerle devam edelim:

MHP Genel Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın, Bahçeli’yi düzeltmeye çalıştı:

“Referandumda başkanlığa ‘hayır‘ diyeceğiz” dedi… (1)

Referanduma gitmekte ihtiyaç duyulan 330 oyun sağlanması için “evet” diyen MHP, referandumda “hayır” diyecekse, baştan tavrını korusun, bu konu da kapansın!

Anlaşılıyor ki, onun varlığı sayesinde Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alan Erdoğan’ı, başkanlık yolunu açarak başımızın üstüne çıkarmak görevi Bahçeli’ye verilmiştir…

Başkanlık sistemlerinde siyaset sahnesinde genellikle iki parti bulunmaktadır…

Bahçeli Erdoğan’a başkanlık yolunu açarken, kendi partisinin gömüleceği derin mezarı da açıyor!

BASKIN SEÇİM TEHDİDİ ALTINDA

AKP baskın bir seçimle Anayasayı tek başına değiştirebilecek kadar milletvekili çıkarabilir mi?

Milletten korkmayan ama kendi delegesinden korkan Bahçeli, partisini barajın altında bırakması halinde, ülkücülerin karşısında kendini nasıl savunacaktır?

Yine bağırıp çağırabilecek midir?

Y-CHP’nin desteği sayesinde, 1 Kasım seçimlerinde barajı atlayan HDP, hendek savaşlarından sonra, bir baskın seçime parti olarak katılabilir mi?

MHP ve HDP’nin baraj altında kalması hiç kuşku yok ki, AKP’ye yarar…

Cumhuriyetin niteliklerinden, başka bir ifade ile kurucu felsefeden giderek uzaklaşan Y-CHP’ye bu pastadan pay düşmez!

Baskın seçimin bahanesi “FETÖ’cü milletvekillerini siyasetten temizlemek” olarak gösterildiğinde, elde edilecek siyasi rantın,AKP haznesine yazılacağı kesindir…

Y-CHP’nin “mağduriyet edebiyatı” içinde debelenmesi ve FETÖ’ye kol kanat germesi bu sonucu doğuracak gibidir…

“FETÖ’yü siyasetten temizlemek” gerekçesi erken seçim gerekçesi olarak gösterilemez!

Zira hukuk devletlerinde; bir örgütü siyasetteki uzantılarından kurtarmanın yolu, o örgütü kullanmak değil, adalete teslim etmek olmalıdır…

İşte AKP bu noktada, yakaladığı fırsatı ganimete çevirmek istemektedir…

Anlaşılıyor ki, baraj altında kalma korkusu yaşayan Bahçeli, erken seçimi bertaraf ederek, Erdoğan’a istediğini vermeyi, böylece kendi koltuğunu kurtarmayı göze alıyor…

VER KOLTUĞU AL BAŞKANLIĞI

Erdoğan’a başkanlık hediye edilirken, Türk halkının başına gelecek olanlar hesaba katılmıyor bile.

Sadece rejim değişikliği yapılmayacak!

Ayrıca ABD’nin Türkiye içindeki yıkıcı kolu, FETÖ de af edilmiş olacak!

Bu plan salt Bahçeli’nin olamaz.

Biraz Atlantik ötesi kokuyor gibi…

AKP içindeki FETÖ’cü milletvekillerinin asıl korkusu milletvekilliklerini kaybetmek değil, örgüt üyesi olmaktan cezaevini de boylayacak olmalarıdır.

Bu tehdit altında Erdoğan’ın başkanlığına “hayır” diyemezler.

Onlar çantada keklik sayılır…

Zaten Başbakan Afyon kampında açıkladı:

“Hiçbir milletvekilimiz ve bakanımız ne ByLock’ta ne terörün içinde ne de FETÖ’nün içinde var” dedi… (2)

Aydınlık’ın açıkladığı “125 milletvekili ByLock’cu çıktı” haberi henüz yalanlanmadı ama bu sözler ile AKP’deki FETÖ’cü milletvekilleri zaten kurtarıldı….

FETÖ’nün 82′si AKP’de, 43‘ü muhalefet partilerinde 125 milletvekili vardır…

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise, daha yeni Washington’da NTV’nin canlı yayınında; ByLock kullanıcılarının tamamının FETÖ üyesi olduğunu açıkladı…

82 rakamı doğruysa, Adalet Bakanı, Başbakanı yalanladı!

15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun basına kapalı toplantısında ByLock’cu milletvekilleri gündem oldu.

Komisyon üyesi CHP Milletvekili Aytun Çıray, “Türkiye’deki bürokrasinin bu kadar muazzam içine girmiş bir örgütün siyasete girmemiş olmasını düşünmek imkansızdır” dedi…

FETÖ’nün siyasi partilere sızdığına inanmayan yok gibi.

Var olan bu yalın gerçeği, “yok” göstermekle görevli Bahçeli’nin çırpınışları boşunadır…

Bakalım; Türk’ün bayrağına bakıp, çırpınacak olan Karadeniz ne diyecek şimdi!

“Açılım” süresinde HDP’nin “Ver özerkliği, al başkanlığı” önerisi gibi oldu Bahçeli’nin pazarlığı…

“Kurtar koltuğumu, al başkanlığı” anlamına geliyor bu at pazarlığı!

Hiç değilse ülkücülerin bir kesimi, Bahçeli’nin içerisinde bulunduğu bu ihaneti fark etti mi?..

FETÖ’YE AF YOLU!

Görünen o ki, Fetullah Gülen hareketi, bütün partilerin içerisinde örgütlenmiştir.

TBMM’ndeki partiler; “tencere dibin kara, seninki benden kara” durumundadır şimdi.

Ve büyük olasılıkla FETÖ’cü milletvekillerini, parti genel başkanları, merkez yoklaması ile ve de kendi elleriyle sıralamaya yerleştirdiler…

Suçları büyük ve affedilecek gibi değildir!

Örneğin; Y-CHP Parti Meclisindeki o iki isim, yıllardır Fetullah’ı ve okullarını öven o milletvekilleri, Fetullah’ın yurtdışındaki okullarına yapılan geziyi organize eden genel başkan yardımcıları hepsi biliniyor…

Bu gezide hoca efendiyi övenleri kim seçti, kim koruyor onları şimdi, kim değiştirmemek için direniyor, o da bellidir.

Liderler, bu ihanetlerinin hesabını vermemek için, FETÖ’nün siyasi ayağını el birliği ile af edebilirler…

O kadar da olmaz demeyin!

Oldu bile…

Bakmayın bu beylerin bugünlerde yaptığı kayıkçı kavgalarına…

FIRSATI GANİMET BİLİRLER

Mevcut durumu fırsata bir tek Erdoğan çevirebilir…

Bu hainler, başkanlığı tıpış tıpış Erdoğan’a verirler…

Bu muhalefetle Erdoğan götürür malı.

Başkanlık gelmezse Türkiye’nin bölünme riski var” diyor Binali…(3)

İlk kullanılacak olanlar, Meclis’teki FETÖ’cüler olacak…

Yangında ilk kurtarılacak çekmeceler gibi.

Canları tatlı olan bu casus takımının, zindan ile özgürlük arasındaki tercihi bellidir.

Kim ne derse desin, “Başkanlık” tartışmasını açarak, FETÖ üyelerini, başlatılan yeni sürecin en önemli aktörü haline Bahçeli getirmiştir…

FETÖ’nün ABD’deki Türk Kültür Merkezi Başkanı Recep Özkan, Clinton Vakfı’na 1 milyon dolar bağışladı.

FETÖ’nün ABD’dek Niagara Vakfı Başkanı Kemal Öksüz, Demokrat Parti adayına 500 bin dolar bağışladı.

Gariban Türk halkının kurban paralarını, “himmet” adı altında Amerika’ya uçuran FETÖ’ye af yolunu açan Devlet Bahçelidir!

Dersimli ile Bahçeli önümüzdeki referandum’da “hayır” diyeceklermiş!

Erdoğan’ın karşısında ne de başarılı olurlar!

Gümdürmeyin insanı…

ASKERLER YİNE TEHDİT ALTINDA

Tehdit altında olan diğer kesim ise askerlerdir:

Başbakan, kumpas mağdurlarının Yargıtay’da aklanmalarına rağmen, Ergenekon ve Balyoz davaları için “Sapına kadar gerçekti, ama FETÖ’cüler sulandırdı” dedi… (4)

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Balyoz davasında 7 sanık hakkındaki beraat kararının bozulmasını istedi… (5)

Demek ki, “Kumpas”, değişik versiyonları ile yeniden gündeme gelebilir!..

Bu da Atlantik ötesinin bir başarısı, marifetidir…

Silah arkadaşlığının istismar edilmesi sonucu, hain bir darbe ile karşı karşıya kalmış TSK, “iç siyaset” gibi sunulan bu tartışmalara kolay kolay dahil olamayacak!

Erdoğan, bu fırsatı da “Başkanlık” yolunda değerlendirmesini bilir…

GELİN EVİN TAPUSUNU HIRSIZA VERELİM

Cumhurbaşkanı parlamenter sistemi tanımıyor, fiilen “Başkanlık Sistemi”ne geçti.

Putin ile görüşmesinde; “Sonunda bu az önce imzalanan anlaşmalar, imzalanacak hale geldi ve burada nokta Başkanlar huzurunda konulmuş oldu” dedi… (6)

Kim ne derse desin, Erdoğan’ın işlediği bu anayasa suçunu, Bahçesi suç olmaktan çıkartmak için “Başkanlık” tartışmasını başlatmıştır.

Çarpıcı ve açıklayıcı bir örnekle açıklıyorum:

Diyelim ki, aile üyeleri hırsızı suçüstü yapıp yakaladılar.

Hırsız ile farklı ilişkiler içerisinde olan aile üyelerinden biri, onu kurtarmak ve yaptığını suç olmaktan çıkartmak için habire öneriler ortaya atıyor.

İlk aklına gelen, evin tapusunu hırsıza vermek oldu.

Çünkü hırsız güçlü, üstelik de köylerinin muhtarlığını yapıyordu…

O üye, diğerlerine: Şimdilik hırsıza bir şey yapamayacağımız bellidir, bari bir defaya mahsus olmak üzere, hırsızlığı suç olmaktan çıkartalım diye diretiyor…

Kimse kendi evini çalamayacağına göre, böylece fiili durumu hukuka uydurmuş oluruz…

Hırsız da kurtulmuş olur, ne çare!..

Bahçeli’nin önerdiği referandum aynı bu mantıkla kurgulanmıştır…

CUMHURİYETİN YÜZAKI TGB’DİR

Lafı eğip bükmeyelim:

Cumhuriyeti kurtarmanın tek yolu kalmıştır:

Eş zamanlı olarak MHP ile CHP’yi işgalden kurtaracağız…

Başka yol yok!

Herkes partisine sahip çıkacak, parti üyeleri emireri veya uşak gibi davranmayacak.

Gerisi kolaydır; Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ile Bursa Nutkun’dan ödevlerini çıkartan Türk gençliği, Cumhuriyete ilelebet sahip çıkacak bilinçtedir…

Nitekim, 29 Ekim 2016 günü Cumhuriyetin nitelikleri ve ideolojimizin üst başlıkları ve CHP’nin bayrağındaki 6 Ok’u, TGB üyeleri okurken, en küçük bir tereddüt göstermemiştir…

Umut gençliktedir…

Cemil Can

 

 

DİPNOTLAR:

(1) http://www.haberler.com/mhp-referandumda-baskanliga-hayir-diyecegiz-8886710-haberi/

 

(2) http://www.aljazeera.com.tr/haber/yildirim-hicbir-vekilimiz-bakanimiz-bylockta-yok

 

(3) http://odatv.com/baskanlik-gelmezse-turkiyenin-bolunme-riski-var-3010161200.html

 

(4) http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/ergenekon-ve-balyoz-sapina-kadar-gercekti-fetoculer-sulandirdi-diyen-basbakan-a-kumpas-der-den-yanit-h125952.html

 

(5) http://www.bik.gov.tr/yargitaydan-cetin-dogan-ve-engin-alan-icin-flas-karar/

 

(6) http://www.star.com.tr/politika/cumhurbaskani-erdogan–putin-gorusmesi-sonrasi-dev-anlasma-imzalandi-haber-1148338/