KONUK YAZARLAR

“ERDOĞAN’DAN SONRA!..”

referandum

1 Kasım seçim sonuçlarını hatırlayalım:
AKP: yüzde 49.5, CHP:25.3, MHP: 11.9, HDP:10.8 idi.
Partili “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” adı ile “Başkanlık” sistemini getirmek isteyen: AKP ile MHP.
Oy oranları: Yüzde 49.5+11.9= 61.4’dü buluyor.
Bu hesaba göre; aritmetik ilmi, “egemenlik projektörü”nü Erdoğan’ın üzerinde durduruyor.
Ne var ki, siyasette 2+2 her zaman dört etmiyor.
Nisan 2017’de; ak koyun kara koyun geçit başında belli olacak!..
***
Bazı AKP’liler, rejimin değişmesine karşı:
“İnsan bu kadar yetkiyi babasına bile vermez” diyorlar…
Bazıları:
AKP, 15 yılık iktidarı boyunca ne yapmak istedi de yapamadı, Cumhurbaşkanına halkın egemenlik yetkisinin tamamını vererek, hangi sorunlar çözülecek, diye haklı olarak soruyor.
Bir kesim daha var ki, bam teline basıyor:
Bu kadar sık kandırılan birine, bu kadar geniş yetkileri verirsek eğer, yine kandırılmaz mı?
Kandırılan başkan; yetkilerini ya halkın aleyhine doğru kullanırsa, o zaman ne yaparız diyerek, alçak sesle, Reis’i uyarma ihtiyacı içerisine girdiler…
***
Ülkücüler:
Ülkeyi uçurumun başına kadar sürükleyen “Başbuğ” Devlet Bahçeli ismini duyunca, burunlarından soluyorlar.
Genel Başkan- Teşkilat- Doktrin geleneğini hızla bozdular.
Devlet’i arka vagona koydular!
Her gün, MHP’nin bir ağır topu, genel merkeze başkaldırıyor….
Bozkurtlar dişlerini gösterdi:
“Siz koyunlarınıza sahip çıkın, bizim çobana ihtiyacımız olmaz” diyorlar.
“Hayır” oyu vermekte kararlı görünüyorlar…
Çin sarayından hükümdarı kaçırmaya giden 40 fedainin yaktığı o eski isyan ateşi, MHP’de yeniden alevlendi.
***
HDP’nin sicili baştan bozuk.
Onların hesaplarını İmralı tutanaklarından biliyoruz:
“Ver özerkliği, al başkanlığı” temelinde AKP ile anlaşmışlardı.
“Başkanlığa” karşı değiller yani.
TBMM’nde sessiz kalmalarına da aldanmamak gerekir.
“Hayır” oyu vereceklerini söylüyorlar ama, gizliden gizliye oylarını “Evet”e de çevirebilirler.
Sandığa gitmemek suretiyle, Erdoğan’ın başkanlığını destekleyebilirler…
Bu şekilde kullanılan oy sayısını azaltıp, “evet” diyenlerin oranını yükseltebilirler…
Böyle bir durumu sürpriz kabul etmemek gerekir…
***
Referanduma kadar kulağımız AKP-MHP cephesine dönük yatacağız.
Bu cephede ciddi bir ayrışma yaşanmazsa; Erzurumlunun “100 yıllık prangası” çözülecek gibi!?
Başörtülü bacımın da “90 yıllık reklam arası” biteceğe benziyor!?
O bakımdan:
Nisan’a kadar, nefes bile almadan; AKP ile MHP tabanına mesaj taşımak zorundayız…
94 yıllık Cumhuriyet’in kurtuluşu, oların insafına kaldı.
***
Vatandaşı karşımıza alıp:
“Egemenlik:
Bir devletin ülke üzerinde sahip olduğu tüm yetkilerdir;
Bir başka anlamıyla, Millet adına “emretme gücü”nü ifade eder;
Bu yüzden, egemenliğin kullanılması hiçbir surette, bir kişiye devredilemez;
‘Kuvvetler ayrılığı’ diye bir ilke vardır;
Egemenlik; Millet adına kullanılsın diye; yasama, yürütme ve yargı eliyle kullanılmaktadır;
Bu erklerin hiçbiri diğerine üstün sayılamaz;
Hepsinin de bir denetleme mekanizması vardır;
Denge bozulursa, o zaman keyfilik başlar;
Keyfiliğin ardından diktatörlük gelir;
Diktatörlükle idare edilen ülkelerde, insan onuru yerlerde sürünür;
Yolsuzluklar alır başını gider.
İnsanlar dünyaya geldiğine bin pişman olur” diyerek, “Hayır” oyu kullanmalarını sağlamamız imkansız gibi görülmektedir…
***
Çünkü bu söylemlerle; “Evet cephesi”ndeki yüzde 61.4 oyun, yüzde 11.5’ini efsunlanmaktan kurtaramayız.
O kesim, bizi dinlemez, dinleseler de anlamak istemezler.
Parçalanamayacak ön yargıları vardır!
Bu nedenle, çok özel ve ayrı bir strateji izlemek zorundayız.
Aylardır siyaset üretemeyen; her olay karşısında, bir o köşeye bir bu köşeye savrulan CHP, bu defa doğru çizgiye geldi.
Çift sarılı yumurtlamaya başladı.
Kılıçdaroğlu, MYK toplantısında halka verilecek mesajın özetini şöyle açıkladı:
“Bu rejim değişikliğini savunanlar sevmediği bir kişinin başkan olduğunu düşünsünler, evet oyu verecekler mi? Herkes ‘sevmediğim biri başkan olursa ne derim’ diye düşünerek oyunu kullanmalı” dedi. (1)
Mesaj, son derece yerinde; doğru ve isabetlidir…
Defalarca kutlarım.
Kılıçdaroğlu, ayrıca özveride de bulundu.
Doğruyu söylemek gerekirse; bu defa, fena mahcup etti beni…
Evet, özverili davrandı:
AKP’li seçmene; “sevmediğin biri, başkan olacakmış gibi düşünüp yetki ver” diyor.
AKP’lilerin sevmediği lider kim?
Yani Kılıçdaroğlu diyor ki:
Bu referandumda AKP ve MHP’lilere oy kullanırken; Cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu düşünerek oyunu ver!
Bu kadar geniş, sınırsız ve denetimsiz yetkiyi bana verirsen eğer, o zaman “evet” şeklinde oyunu kullan!..
Yemin ederim; bu propaganda sonuç getirecek.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu, rejimi kurtarmak adına; kendini feda ettiği için ayrıca kutluyorum!
Eminim:
Tarih baba, onun bu soylu hareketini kayıt altına alacak…
***
Bozuk saatin günde iki kez doğruyu göstermesi gibi, bir doğru tespit de CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’dan geldi.
O da:
“Anayasa ‘Hayır’ demezseniz ne olacak?” başlıklı, 20 maddelik bir broşür hazırladı.
“Anayasaya ‘Evet” derseniz başınıza neler gelecek” şeklinde olumlu cümle kursa daha iyiydi.
Her neyse, “Evet” oylarının yüzde 50’yi geçmesi halinde başımıza gelecekleri bir güzel özetledi… (2)
Onu da kutluyorum…
Hükümet kanadının yaydığı propagandaya karşı, “Başkanlık yalanına 10 maddelik yanıt”, Vatan Partisi’nden geldi.
Hukuki-teknik eleştirileri onlar özetledi… (3)
Okumaya değerdir…
***
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz:
Bu referandumdaki muhatabımız; AKP ile MHP’nin seçmeni olacağına göre, mesajlarımızı da bu kesimin “ikna” edilmesine dönük vereceğiz.
Halka:
“Erdoğan’dan sonra, aynı yetkilerle donanmış olarak; “sevmediğiniz biri gelecek diye düşünüp, oyunuzu ona göre kullanın” diyeceğiz…
Bu kez aritmetiği elbirliği ile şaşırtacağız!..
Cemil Can
DİPNOTLAR:
(3) https://www.aydinlik.com.tr/turkiye/2017-ocak/baskanlik-yalanlarina-10-maddelik-yanit