KONUK YAZARLAR

NEYİ OYLAYACAĞIMIZ BELLİ Mİ?

fatma_betül_sayan

Patronlar kulübü TÜSİAD açıklama yaptı:

“Son günlerde, Türk siyasetçilerin Almanya’daki toplantılarına, kuşkulu gerekçelerle kısıtlama getirilmesi doğru bir tutum değildir” dediler.

Almanya, Hollanda ve Avusturya; arka arkaya AKP’li bakanların yeni anayasaya “evet” propagandası yapmasına engel çıkartmaya başladı.

Son olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın, Türk Konsolosluğu’na sokulmayarak, adeta pasaportsuz bir kaçak gibi, karga tulumba sınır dışı edilmesi tansiyonu yükseltti. (1)

Tek kelime ile utanç verici!

AKP’lilerin konuyu “İslam düşmanlığı” ile izah etmeye çalışması, tipik AKP klasiğidir ve fırsatı kaza etmeme olarak değerlendirilmeli.

Almanya ile başlayan gerginlik patronlarımızı da endişelendirdi.

Onların asıl derdi yeni anayasa değil, muhtemel kazançlarıdır belli!..

O yüzden öncelikle dikkatlerini bu ülkelerle yapılan ticarete çevirdiler.

Devletin yerlerde sürünen itibarı umurlarında değil!

Almanya’ya dış ticaret açığı veren ülkemizin, Hollanda ile ticaretinde yarım milyar dolar karlı durumda olması tehlikeye girmişmiş!

4 Mart günü Avusturya merkezli enerji şirketi OMV, yüzde yüz hissesine sahip olduğu Petrol Ofisi‘ni, Hollandalı Vitol Group’a satmaya karar verdiğini açıklandı. (2)

Manidardır; nedense yağmalanmamıza patronlarımızın gözleri kapalıdır.

***

Nihayet, yıllar sonra olsa da ana muhalefet uyandı!

Avrupa ülkelerinin tutumunu, iç siyasetimize müdahale olarak değerlendirip, yurt dışı programlarını iptal ettiler.

Ne kadar güzel!

Aksi halde, iktidar tarafından “milli bir meselede düşmanlarımızın yanında olmakla” suçlanacaklardı.

Ve:

AKP, referandum sonucunu kolaylıkla “evet” olarak değişebilirler hale getirebilirdi!

Y-CHP, bu kez 2014 yerel seçimlerinde düştüğü hataya düşmeyeceğe benziyor.

Kılıçdaroğlu’nun “Alman askerlerinin İncirlik’te ne işi var?” çıkışı ise, son derece zekice ve yerindeydi. (3)

Buna rağmen, yine de uyarı görevimizi yapmak zorundayız.

2014 yerel seçimlerinde; propaganda stratejisini 17/25 Aralık yolsuzluk olaylarını eleştirmek üzerine kuran CHP’nin, kolay bir hamle ile “FETÖ’nün savunuculuğunu yapan parti” durumuna düşürülmesi, Türk Milletine oldukça pahalıya patladı.

İktidar tarafından, Türk halkı “bağımsızlık” ile “hırsızlık” arasında seçim yapmaya zorlanmıştı.

Ve tabii ki, halk kaybetti!..

Bu nedenle, o zaman yaptığım değerlendirmeyi (4) hatırlatmak zorundayım.

Zira, “Ekmek için Ekmeleddin” olayında olduğu gibi o yenilginin de faturasını ödeyen olmadı!

Şimdi de durum çok farklı değil.

Muhalefetin basit bir hatası ile:

AKP, anayasa referandumu “Türkiye’nin dünyadaki itibarı”nı oylamaya çevirebilir!

Hayır” cephesindekileri; Almanya, Hollanda ve Avusturya’nın yanında gibi gösterip, “evet” oylarını artırabilir…

***

MHP genel başkan adaylarından Prof. Dr. Ümit Özdağ, açıkladı:

“Bana, Meral Hanım’a, Sinan Bey’e, Koray Bey’e suikastlar olabilir. Devlet Bahçeli’nin ağzından ölümle tehdit edildik” dedi…

Gerçekten de Devlet Bahçeli attığı “tweet”te:

“Uzun yaşamak istiyorsanız, şöyle yapmalısınız” diyerek, muhaliflerini öğüt verirken tehdit etmiştir.

Tetikçiler, ölüm tehdidi alan diğer genel başkan adayı Sinan Ogan’ın, aracının lastiklerini parçaladılar.

Bahçeli, “Hareketin lideri Devlet Bahçeli” sloganı atarak, kapalı salon toplantısının basılmasını nasıl değerlendirdiniz sorusuna:

“Bunun neresini değerlendireyim. Bir kişi kürsüyü yıkıyor. Kimseye bir şey olmuyor. Ülkücü hiçbir şeyi yarım bırakmaz anlaşıldı mı?” (5) diyerek cevap vermişti…

Tepkiler üzerine, bu saldırıları yapanları MHP’li olmamakla suçladı ama inandırıcı değil.

Türkeş’ten sonra Ülkücülerin MHP’si, Kuvayi Milliyecilerin CHP’sinden daha kötü duruma düştü!

AKP’nin, MHP’den sonra, BBP’yi de yedeğine alması, referanduma ne kadar önem verdiklerini gösteriyor.

Referandum, iktidar için adeta varlık-yokluk savaşına döndü…

***

Destici’nin, Saray’la görüştükten sonra, “evet” oyu vereceğini açıklaması, partisindeki isyanı büyüttü.

BBP‘nin ağır topları istifa eşiğine geldiler… (6)

Alperenler:

Destici’yi kaybettik hükümsüzdür” diyerek kimlik kaybına vurgu yapıyor…

Önümüzde 4 hafta kaldı.

Bu kadar sürede sular daha da ısıtılabilir!..

Fakat:

Türkiye, artık böyle basit tuzaklara düşmeyecektir.

Bu defa:

80 milyon, birlikte Almanya’ya da Hollanda’ya da “hayır” diyeceğiz…

Türk halkı:

Tek adam anayasasını” elinin tersi ile tarihin çöp sepetine itecek ve “uzun adam”ı anayasal sınırları içerisine mutlaka çekmeyi becerebilecektir…

 

Cemil Can

 

DİPNOTLAR:

 

(1) http://www.sozcu.com.tr/2017/dunya/son-dakika-haberi-bakan-betul-sayan-kaya-sinirdisi-ediliyor-1729226/

 

(2) http://www.hurriyet.com.tr/kilicdaroglundan-flas-cagri-hollanda-ile-iliskilerimizi-lutfen-askiya-alin-40392745

 

(3) http://www.sozcu.com.tr/2017/ekonomi/petrol-ofisi-hollandalilara-satildi-1713282/

 

(4) https://www.aydinlik.com.tr/arsiv/bagimsizlik-mi-hirsizlik-mi#sc_modal

 

(5) http://odatv.com/ulkucu-hic-bir-seyi-yarim-birakmaz-0703171200.html

 

(6) http://www.yenicaggazetesi.com.tr/bbp-yuksek-istisare-kurulu-uyesi-orhan-kavuncu-istifa-etti-158849h.htm