KONUK YAZARLAR

EL “YORDAMI” İLE GERDEĞE GİRMEK!..

abdullah_gül_1

 

Pentagon Sözcüsü Dana White, PKK/PYD’nin Rakka’da Abdullah Öcalan posteri açılmasını savunması, Ortadoğu’da yenilgiyi kabul ettiğini gösterir.

 

Önceden terör örgütü ilan ettiği PKK’nın liderinin posterini astırmak başka ne anlama gelebilir?

 

White: “SGD (PKK-PYD) ile çalışıyoruz. Onları destekliyoruz ve desteklemeye devam edeceğiz” dedi…

 

Pentagon Türkiye için yeni müttefiklerini de belirlemiş:

 

2019 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde; Erdoğan’a karşı eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü düşünüyorlar.

 

AKP’den bir tek Gül oy koparabilirmiş!

 

Aydınlık’tan İsmet Özcelik’in haberine göre; Önce Gül, ardında; CHP, HDP ve Meral Akşener Abdullah Gül’ün desteklenmesi konusunda ikna edilmiş.

 

Bu yeni planın sahibi İngilizlermiş.

 

Abdullah Gül’den beklentiler ise oldukça fazla:

 

Savaşı kaybeden taraftan istenenlerden bile bu kadarı istenemez… (*)

 

Batı, savaşla elde edemediğini, seçimle elde etmeyi kafaya koymuş!..

 

CHP’nin bu ittifak içerisinde yer almasını düşünmek bile felakettir…

 

***

 

Bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçimde Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday gösterilmesi ve CHP tabanının “tıpış tıpış” bu adaya oy vermesinden bu durum daha beterdir…

 

Teslim alınmışlığın dolaylı itirafıdır.

 

İcranın başına seçilecek olan Cumhurbaşkanı adayının, AKP’nin kurucularından biri gösterilmesinin gerekçesi, AKP’den oy koparmak olarak gösterildiğine göre, milletvekili adaylarının da AKP’den oy koparacak nitelikteki kişilerden gösterilmesi gerekmez mi?

 

İktidar olmak için AKP’den “oy koparmak” formülü gerçekçidir:

 

Hem de en az yüzde 13 civarında oy AKP’den koparılmadıkça CHP’nin iktidara gelme şansı bulunmamaktadır!

 

Aritmetik bilimi öyle diyor:

 

AKP’nin oy yüzdesi 51, CHP 26 olduğuna göre;

 

51-13=38, 26+13=39’dur ve ancak bu şekilde CHP birinci parti çıkabilir…

 

Cumhurbaşkanlığına ABD-İngiltere-İsrail’in gösterdiği aday seçilse bile, TBMM’nde çoğunluğu AKP sağladıktan sonra ne işe yarayacak ki?

 

Bir tek Cumhurbaşkanı AKP ile uyumlu çalışabilir!..

 

Bu formülü muhalefetin önüne koymak, muhalefet partilerinin ele geçirilmişliğinin en anlaşılır kanıtıdır ve milletin anasının ağlatılmasıdır!

 

Aksi halde, CHP milletvekili adaylarını da AKP’den oy koparabilecek küskün AKP’lilerden gösterecek ki, meclisteki çoğunluk elde edilebilsin!

 

Bu durumda iktidara AKP’nin küskünleri getirilmiyor mu?

 

Geçen seçimlerde HDP’ye oy vermeleri istenilen CHP tabanına şimdi dayatılacak olan AKP’ye oy vermek olacaktır!..

 

Belli ki, CHP teslim alınmıştır ve teslim alınmışlığın politikası böyledir…

 

***

 

Cumhurbaşkanlığı makamında; Abdullah Gül’ün oturması ile Recep Tayyip Erdoğan’ın oturması arasında CHP açısından ne fark var?

 

Onu da açıklayalım:

 

Öyle ya da böyle Erdoğan, ABD-AB’nin karşısına konuşlanmak zorunda kalmıştır.

 

Şu anda Avrasya güçleri ile ittifak halindedir ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emperyalizme karşı savaşması için Ortadoğu’da konuşlandırmıştır.

 

Tekrar seçilmesi halinde; yürütmekte olduğu bu politikayı sürdürmek zorundadır.

 

Hem Atlantik’i hem Avrasya’yı karşısına alamaz; Aksi halde deliğe süpürülür!..

 

Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığına seçilirse, kendisini destekleyen dış güçlerin beklentilerine karşılık vermek zorunda kalacak, dış güçlerin desteği ile seçilmiş olmanın diyetini ödeyecektir.

 

Bu durumda; TSK savaş konumundan çıkartılacak, PKK ile açılım süreci başlatılacak, FETÖ soruşturmalarında daha ileri gidilmeyecek, OHAL kararnameleri ile görevlerinden alınan personel görevlerine gönderilecektir…

 

Gül’ün seçilmesi halinde Türkiye Cumhuriyeti savaşmadan teslim alınacaktır…

 

***

 

15 Temmuz’u yaşayan Türk halkı, ABD’nin PKK’yı kara gücü ilan ettiğini biliyor artık.

 

FETÖ’nün Amerika adına casusluk yapan bir örgüt olduğu da ortaya çıktı.

 

Amerikan karşıtlığı; kimine göre yüzde 80’ler civarında, kimine göre yüzde 94’lere dayandı.

 

Bu somut olgular karşısında; Amerikancı olmak ve İngiltere’nin hazırladığı politikaların içerisinde yer almak; Türkiye Cumhuriyeti’ne ve bu Cumhuriyeti kuran atalarımıza en büyük saygısızlıktır…

 

CHP gibi bir partinin böyle bir ihanet içerisine yer alması ise affedilir gibi değildir!

 

İnanmak istemediğimbu ihanet planının doğru olması halinde, Cumhurbaşkanlığıaltın tepsi içerisinde Erdoğan’a hediye edilmiş olacaktır…

 

***

 

Y-CHP yönetiminin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i sahiplenmesi ise anlaşılır gibi değildir.

 

Neymiş efendim, seçimle gelen seçimle gidermiş!

 

Dersimli Kemal; son yerel seçimlerde; ortak aday Mansur Yavaş’ın kazandığı, Gökçek’in seçimlere şaibe karıştırdığını, hile yapıldığı ve bu yüzden Gökçek’in belediye başkanlığının meşru olmadığı savunuyordu…

 

Demek ki, yalan söyledi!

 

Meğer, Gökçek hile ile değil, seçimle gelmiş…

 

Peki, Erdoğan da seçimle gelmedi mi?

 

Anayasa referandumu da bir seçim değil miydi?

 

Ankara’dan İstanbul’a neden yürüdük o zaman?

 

Genel Başkanlık koltuğunu garantilemek için mi?

 

Y-CHP yönetimi, geçmiş seçimlerle ilgili söylediği iddialı sözlerin tümünü geri aldı.

 

Üstelik kendilerini de yalanlayarak, yalancı olduklarını ikrar ederek!..

 

CHP’, Yeni CHP’ye (Y-CHP) dönüştürüldükten sonra; önce HDP/PKK’nın hizmetine verildi, ardından FETÖ’ye, şimdi de Gökçek’e sunuluyor…

 

***

 

Kılıçdaroğlu grup konuşmasında; Türkiye’nin Ortadoğu bataklığına sokulduğunu vurguladıktan sonra, “Türk askerinin İdlip’e girmesi ve Esat’ın yanında yer alma stratejisi kime ait?” diye sorarak, Türkiye’nin yeni bir rotaya girmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.

 

Y-CHP, ABD’nin politikalarını desteklemekle, iktidara geldiğinde emperyalizmin hizmetinde olacağını açık açık ilan ediyor…

 

Emperyalizmi ilk defa yenenlerin kurduğu parti, bugün emperyalizmin hizmetine girmek için olmadık şaklabanlıklar yapıyor…

 

Atalarımız, “el yordamıyla gerdeğe girmek” deyimini böyle durumlar için söylemişler!..

 

Cemil Can

 

DİPNOT:

(*) https://www.aydinlik.com.tr/ingiltere-nin-adayi-gul-ismet-ozcelik-kose-yazilari-ekim-2017