KONUK YAZARLAR

“DUR BAKALIM NE OLACAK!”

adalet ve cesaret kurultayı

 

CHP’nin 36. Olağan Kurultay’a da “Yeni CHP” yine damgasını vurdu.

1130 delegenin imzası ile genel başkanlığa önerilen Dersimli Kemal’e, 790 oy çıktı.

Sandıktan çıkan sonuca göre; 340 delege baskı altında o listeye imza koyduklarını sandıkta itiraf ettiler.

49 delege iki adaya da imza verdi, böylece Muharrem İnce’nin başvurusundaki imza sayısını 114’e düşürerek; geçersiz hale getirdiler.

İnce, isyan etti, bu rezilliği “Ali Cengiz” oyunu olarak nitelendirdi…

2014’te yapılan Kurultay’da da durum aşağı yukarı aynıydı:

O zaman da Kılıçdaroğlu’nu 944 imza ile genel başkanlığa önerdiler, 204 delege sandıkta oyunu Muharrem İnce için kullanmıştı…

Her iki Kurultay’da da ilçe genel kurullarında “özenle” seçtirilen delegeler, kontrol altındaydı!

Bu kişiliksiz; ikiyüzlü, en küçük baskı ile yolunu değiştiren, kaypak, cahil, çıkarları için memleketi satmaktan tereddüt etmeyen, CHP’li belediyelere midelerinden bağımlı, aç, mezhep zaafları yüzünden kulaklarından sıkıca tutulmuş, dergâh tornalarından çıkmış müritlerden farksız delegeler; 6 Ok’a yürekten bağlı Cumhuriyet Halk Partililere temsil edebilir mi?

CHP’nin tabutuna son çiviyi, “Ali Cengiz” oyununun figüranları olan bu 790 delege çaktı!

Siyasi literatüre Dersimli Kemal ile giren ve “kontrollü delege sistemi” diye tanımlanan bu pisliğinin tepesinde Kemal Kılıçdaroğlu oturmaya devam edecek…

Dur bakalım ne olacak…

***

Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırma Kurultayı”nda, -ne demek oluyorsa- Kılıçdaroğlu’nu can kulağı ile dinledik:

Daha önce “1930’ların CHP’si değiliz” diye övünen Dersimli; 36. Kurultay’ı;“Sivas Kongresi’nin ruhunu taşıyan Kuvayi Milliyecilerin kurultayıdır” diyerek, kuruluş felsefesine dönüleceği işaretini verdi!..

8 yılda yaşattığı 8 yenilgiden tek kelime etmedi.

“Öz eleştiri” yapmak şöyle dursun, AKP’yi hangi kadrolarla, nasıl düşürüp de iktidar olacağı konusunda da bir şey söylemedi…

Dur bakalım ne olacak…

***

Kurultay’ın adının “Adalet ve Cesaret Kurultayı” konması gerçek bir komedi idi.

Bektaş’ının o meşhur fıkrası 36. Kurultay’da adeta sahnelendi.

Dilerseniz önce fıkrayı anlatalım.

Yolu camiye düşen Bektaşi namazdan sonra:

-Ey ulu tanrım, bana bol bol şarap ver diye dua etmiş.

Yanında namazı bitiren kişi de ellerini kaldırmış:

Rabbim bana iman ver diye dua etmiş.

İki duayı da işiten hoca Bektaşi’ye dönmüş:

-Bak herkes iman istiyor Tanrı’dan, sen de şarap istiyorsun. Utanmıyor musun?

Bunun üzerine Bektaşi hocaya dönüp:

Ne yapalım hoca efendi herkes kendisinde olmayanı ister!” demiş..

Y-CHP’nin en çok ihtiyaç duyduğu iki şey “Adalet” ve “Cesaret” idi.

Bu yüzden olsa gerek Kurultay’ın ismi böyle seçildi!

Dur bakalım ne olacak…

***

Kurultay delegeleri ile toplanan Kurultay CHP’in en yüksek karar organıdır.

Bu yüzden Kurultay delegelerinin nasıl belirleneceği son derece önemlidir.

CHP’nin kurultay delegeleri il genel kurullarında belirlenir.

İl genel kurullarına katılan delegeler ise ilçe genel kurullarında seçilirler.

İlçe genel kurullarından seçilerek gelen delegeler, bir kez de il genel kullarında elenerek “Kurultay delegesi” sıfatını alırlar…

İlk bakışta adaletli gibi gözüken bu sistem; 26.02.3012 tarihli Olağanüstü 16. Kurultay’da tüzük değişikliği ile getirilmiştir.

Ve son derece adaletsiz bir sistemdir.

Şöyle ki:

CHP Tüzüğünün 48. maddesine göre, ilçe ve il kongrelerinin delegeleri “partinin son genel milletvekili seçiminde aldığı oyla orantılı olarak MYK tarafından belirlenir.”

Kurultay delegeleri de il kongrelerinde o ilin T.B.M.M. üye sayısının iki katı olarak, ilçe kongrelerinden gelen il delegelerince belirlenir. (1)

Kurultay delegelerinin sayısını belirlemedeki ölçü:

Partinin son genel milletvekili seçiminde aldığı oydur.

36. Kurultay’a; CHP’nin 7 Haziran 2015 Milletvekili Seçimlerinde en düşük oy aldığı (2) Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden, milletvekili seçiminde alınan oy oranı ile mütenasip olmayan delegeler (3) katılmıştır.

2015 Milletvekilliği Genel Seçimlerinde, sandık kurullarından CHP’nin en az bir görevlisinin bulunduğu 4000 sandıkta; sıfır oy çıktığını unutmayalım. (4)

CHP sandık görevlileri büyük olasılıkla HDP’ye oy vermişlerdir.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki illerin sözde kongrelerden gelen kurultay delegeleri, genel merkezde masa başında tespit edilmiş kurşun askerlerdir.

Büyük olasılıkla da çoğu CHP’ye oy vermeyen sandık görevlileri arasında seçilmişlerdir.

Bunların sayısı 174‘tür. (5)

Yani; genel başkanlık yarışına başlarken; sandıkta Kılıçdaroğlu’nun Doğu ve Güneydoğu bölgelerinden gelen 174 peşin oyu vardır.

Diğer illerdeki delege seçimlerine de genel merkez doğrudan müdahale ederek, kendilerine oy verecek kişileri belirlediklerinden; Dersimli rakibi ile yarışa yaklaşık 300-0 olarak başlamaktadır!

Rakibinin ne kadar şansı vardır, varın bunu da siz tahmin edin!

CHP Kurultayında “adalet” aranması bu yüzden son derece yerindedir…

Dur bakalım ne olacak…

***

Geriye kalıyor “cesaret” meselesi…

Onu da ana hatları ile hatırlayalım:

Kılıçdaroğlu’nun 16 Nisan Anayasa Referandumu’ndan sonraki en “büyük” eylemi, Ankara’dan İstanbul’a yaptığı “Adalet Yürüyüşü”dür.

Mühürsüz oyların” geçerli sayılarak ,tam hukuksuzluk hali yaşandığı için şaibeli hale gelen bu referandumun yenilenmesi gerekirdi.

Bunun için de başta Ana Muhalefet Partisi CHP olmak üzere; “Hayır Bloku”nda yer alanları temsil eden bütün demokratik kitle örgütlerinin katılımı ile Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) önünde toplanıp; yasal-kitlesel bir gösteri yapılarak REFERANDUMUNYENİLENMESİ talebinin dile getirilmesi gerekirdi.

Hatta, CHP örgütleri 81 ilden Ankara’ya doğru yürüyüşe de başlamalıydı.

Referandum yenilenene kadar ,YSK önünde yapılacak olan açlık grevine Dersimli Kemal önderlik etmeliydi!..

Kılıçdaroğlu, bu cesareti gösteremediği için, Kurultay’a “cesaret” kurultayı adını vermek şart oldu!..

Cesaretsizlik bir tek böyle gizlenebilirdi!

Bu düzeyde bir eylemin yapılması gerektiğini yazılı ve sözlü dile getirenlere ne cevap verdiğini hatırlatalım:

SOKARLARDA KARŞI TARAFIN SİLAHLI VE SOPALI ADAMLARI VARDI!” (6)

Dışarıda her zaman “silahlı” ve “sopalı” adamlar olacaktır!

2019’da yapılacak olan seçimlerde; diyelim ki, Dersimli Kemal’in Cumhurbaşkanlığına aday olarak göstereceği “İkinci Ekmelleddin” kazandı.

YSK’da seçim sonuçlarını:

İkinci Ekmeleddin kazanamadı” şeklinde ilan etti!..

O zaman ne yapacağız?

Sokağa çıkıp hak aramak cesaret işi olarak görüldüğüne göre; 36. Kurultay’dan biraz “cesaret” toplamak gerekir!

Toplanabildi mi?

Dur bakalım ne olacak şimdi!” (7)

(Aşağıdaki 7 nolu bağlıntıyı “tık”layarak bu fıkrayı da hatırım için okuyun.)

***

Ne demişti Bektaşi:

Herkes kendi olmayanı ister.

Çok doğru vallahi.

Dur bakalım ne olacak şimdi…

***

Kurultayla ilgili en etkili köşe yazısını Sözcü Yazarı Yılmaz Özdil yazdı:

CHP Çanakkale’de 135 bin oy alıyor.

Çanakkale’nin 8 delegesi var.

CHP Adıyaman’da 35 bin oy alıyor.

Adıyaman’da 10 delegesi var.” (8)

(8 nolu bağlantıyı “tık”layarak okuyabileceğiniz bu yazıyı da kaçırmayın derim.)

Her taraf böyledir aslında…

Nasıl bir “adalet” anlayışı ama…

Bir tarafta “adalet ve hukuk” diyeceksin, öte tarafta en büyük adaletsizliği ve hukuksuzluğu kendi seçmenine yaşatacaksın.

Dur bakalım ne olacak…

***

CHP, yüzde 10 seçim barajına da karşı olduğunu söyler.

Bunu istediğinden değil elbette.

Dostlar alış-verişte görsün kabilinden, öylesine der…

Zira yüzde 10 barajı, zaten CHP’nin içerisinde vardır.

Genel başkan adayı olabilmek için delegenin yüzde 10’nun imzasını almak şartı getirilmedi mi?

Baykal’a sağlık ve afiyet dileyerek onun da kulağını çınlatalım!

Bu şarta bağlı olarak, dün yaşanan rezaleti tekrar ederken bile inanın yüzüm kızarıyor…

Artık onu bir daha anlatmayalım derim.

Dürüst lider” imajı yerlerde sürünüyor.

Dur bakalım ne olacak şimdi…

Cemil Can

 

 

DİPNOTLAR:

 

(1) https://www.chp.org.tr/Assets/dosya/tuzuk2016-29012016.pdf

 

(2) https://secim.haberler.com/2015/igdir-secim-sonuclari/

 

(3) http://chp-muhalefethareketi.biz.tr/wp-content/uploads/2018/02/TELEFONLU-KURULTAY-LI%CC%87STESI%CC%87.xls

 

(4) https://odatv.com/binlerce-chpli-partiden-atiliyor-1010161200.html

 

(5) Kurultaya gönderilen delege sayısı/Son milletvekili seçiminde alınan oy oranı: Ağrı:6/1.0; Batman:8/0,8; Bingöl:6/1,2; Bitlis:6/1,3; Diyarbakır:22/1; Elazı:8/6,7; Erzincan:4/25,5; Erzurum:12/2,8; Hakkari:6/1; Iğdır:4/3,6; Kahramanmaraş:16/8,5; Kars:6/12; Kilis:4/7,7; Mardin:12/1; Muş:6/1,1; Siirt:6/1,2; Şanlıurfa:24/4,1; Şırnak:8/1; Tunceli:4/20,6; Van:16/1.

Genel Merkezce; masa başında belirlenen bu 174 delegenin Kılıçdaroğlu’na oy verdiği düşünülmektedir. Bu delegelerin oyunu Kılıçdaroğlu’ndan düşersek oyu 616’ya düşecektir. Diğer aday Muharrem İnce, bu delegeleri belirlemiş olsaydı o zaman da onun hanesine yazılacaklar ve oyu 621’e çıkmış olacaktı. Diğer illerdeki baskıları, yönlendirmeleri, vaatleri vs hesaba kattığınızda kurultayın gerçekten de “adalet”e ihtiyacı olduğu anlaşılacaktır.

 

(6) http://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/kilicdaroglu-ilk-kez-acikladi-sokaga-cagirmadik-cunku-1832515/

 

(7) https://www.aymavisi.org/hikaye/DUR%20BAKALIM%20NE%20OLACAK%20Aziz%20Nesin.html

 

(8) http://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/kaybedenler-kulubu-2-2202794/