KONUK YAZARLAR

Y-CHP’NİN GERÇEK ADAYI MERAL AKŞENER’DİR!

 

muharrem_ince_hakkari_1

Reis:

“Daha çok özgürlük, daha çok demokrasi, daha adil yargı” dedi…

Reis:

“Ahtım olsun faizleri ve enflasyonu düşüreceğim, işsizliği azaltacağım” dedi…

Reis:

“Vergi yükünü daha adil hale getireceğiz” dedi…

Daha ne deseydi?

Oylarınızı bana vermeyin diyecek değildi herhalde!

AKP’nin Türkiye’yi 16 yılda getirdiği uçurumu, bu durumun birinci sıradaki siyasi sorumlusu üç cümle ile özetlemiştir…

***

İktidarın başının bu itirafı son derece önemlidir.

Zira seçmen muhalefetin sözlerine pek kulak asmıyor:

İktidarın yanlışına karşı çıkılması görevdir kuşkusuz; doğru işlere de karşı çıkıldığı için önemli ölçüde inandırıcılık sorunu var.

Bu durumun oluşmasında iktidarı elinde tutanların payı çok daha fazladır.

Erdoğan, halkı kutuplaştırma siyasetinden yararlanmak için kendisine karşı olan bir kesim de oluşturdu ki, bu insanlar Tayyip gitsin de nasıl giderse gitsin, nereye mal olursa olsun noktasına geldiler…

***

Cumhurbaşkanı diyor ki:

Bu ülkede özgürlükler kısıtlıdır.

Demokrasi topal.

Yargı adaletli karar vermiyor…

Faizler ve enflasyon yüksektir.

İşsizlik her geçen gün artıyor.

Vergi yükü adil değildir; az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alınıyor…

Ve bütün bunların sebebi olan iktidar düşürülemiyor!..

***

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 129,6 milyar dolar olan borcumuz 2018 Mart sonu itibariyle 412.4 milyar dolara çıkmıştır.

2018 yılı içerisinde 177.5 milyar dolar borç ödememiz gerekiyor.

Bu yıl için tahmin edilen cari açık ise 40 milyar dolar civarındadır.

24 Haziran’da iktidara gelecek olan hükümet, öncelikle bu paraları bulacak…

Nereden sorusu kara kara düşündürüyor!

***

Ülkede tarım ve hayvancılık bitmiş.

Sanayi ise can çekişiyor.

Reis’in çağrılarından zenginlerin paralarını yurt dışına kaçırdığı anlaşılıyor.

Para bulmak için imar suçları bile af ediliyor.

Halk zar zor geçiniyor.

Vergi gelirleri bu çarkı çevirmeye yetmiyor.

Satıp savacak bir şeyimiz de kalmadı.

Bu kadar para nereden bulunacak?..

İktidar adeta ateşten gömlek gibi!..

***

Bu yüzden olsa gerekir, Y-CHP iktidara gelmekten korkuyor.

Hükümeti düşürmemek için elinden geleni yapıyor:

Kapasitesi bir il derneğinin başkanlığına yeten Kılıçdaroğlu’nun nihai hedefi, Y-CHP’nin genel başkanlığında kalmaktır.

En ileri siyasi hedefi, mevcut belediye başkanlıklarını koruyabilmektir.

Dersimli Kemal, iktidar olmak isteseydi ona göre davranır Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyardı.

Seçimi kaybedince milletvekilliği de gideceği için korkmazdı.

Tarafsızlık” masalına kimse inanmıyor!

Parti rozet çıkarmakla tarafsız olunabiliyorsa, kendisi de rozetini çıkarıp tarafsız olabilirdi!..

CHP rozetini zaten hiç benimsemiş değildir…

***

Y-CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının da iddiası yoktur.

RTE ile laf yarıştırarak, sadece kendisini tatmin ediyor.

Ana muhalefet partisinin Cumhurbaşkanı adayı, rakibine yardımcı olmaya hazır olduğunu söylerse seçmene güven veremez!

İnce:

Beni yardımcısı yaparsa ikinci turda desteklerim. Akşener’in otobüsünün üstüne binerim, karış karış Türkiye’yi gezerim…” demiş.

Peki, Akşener ikinci tura kalır da seni başkan yardımcısı yapmazsa ne yaparsın, onu da söylesene.

O zaman Erdoğan’a mı oyunu vereceksin?

Erdoğan’ın vereceği başkan yardımcılığını da içine sindirebilecek misin?…

***

İnce:

Devr-i sabık yaratmayacağım”, “rövanş almayacağım” de demiş.

Yani:

Cumhurbaşkanı seçilince AKP’den hesap sormayacağım demek istiyor İnce.

Tıpkı 7 Haziran 2017 Genel Seçimlerinden sonra, AKP ile yapılan istikşafı görüşmeler sırasında Kılıçdaroğlu’nun dediklerini tekrar ediyor.

Yolsuzluk yapanları, suç işleyenleri af etme yetkisi bu beylerde olmadığına göre, bu sözleri ile aslında AKP iktidarlarını aklamış oluyorlar…

***

PKK’nın Meclis’teki uzantısı olduğuna en ufak bir kuşku duyulmayan HDP’nin tutuklu Genel Başkanı Selahattin Demir’i, İnce’nin cezaevinde ziyareti de sorunludur; siyasi bir getirisi olabilir mi?

Ayni şekilde, Hakkâri mitingini, yeni Cumhuriyet gazetesinin: ‘Millet’in Kürt açılımı (1) başlığı ile vermesi, seçmenin hoş karşılayacağı bir davranış olabilir mi?

Her Allah’ın günü CHP’nin kurucu kadrolarına, eski liderlerine hakaretler yağdıran Erdoğan’ı makamında ziyaret edip, “dertleşmek” gerekli miydi?

15 milletvekilinin İyi Parti’ye gönderilerek grup kurup Cumhurbaşkanı adayı göstermesi garanti altına alındıktan sonra, 100 bin imza toplama şeklindeki gövde gösterisine Y-CHP’lilerin koşarak destek vermesi ne anlama geliyor?

Bu ilkesiz tutum, 7 Haziran Seçimlerinde HDP’ye baraj atlatmak için oy verme ile eş değerde bir aymazlıktır.

Yeni Cumhuriyet gazetesinin, “Doğu Perinçek ikinci turda İnce’ye destek vermeyecek” şeklindeki yalanı (2) da bu güven vermeyen davranışlara tuz biber ekti.

Sol, birkaç gün içerisinde halka umut olma konumundan iyice çıkartılmıştır…

***

Bütün bu olup bitenler, Y-CHP’nin gerçekte iktidara talip olmadığını, Kılıçdaroğlu ile ekibinin Akşener’i Cumhurbaşkanı yapmak istediklerini, bu sonucu elde edebilmek için de yetersizliği her geçen gün yeniden kanıtlanan Muharrem İnce’yi aday gösterdiklerini ortaya koymaktadır.

Hal böyle olunca Muharrem İnce’nin ikinci tura kalma ihtimali sıfıra düşmüştür.

Akşener’e başkan yardımcısı olması da yakışır…

Cemil Can

 

DİPNOTLAR:

  1. http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/972079/_Millet_in_Kurt_acilimi__Hakk_ri_de_izmir_Marsi.html
  2. https://www.aydinlik.com.tr/vatan-partisi-nden-cumhuriyet-e-tekzip-perincek-2-turda-ince-yi-desteklemeyiz-dedi-mi-politika-mayis-2018-2