KONUK YAZARLAR

İSTANBUL ALTIN TEPSİ İÇİNDE…

İmamoglu

 


CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’a ilişkin vaatlerini dinledim.


İmamoğlu:


İstanbul’un Ankara’dan yönetilemeyeceğini” ve “İstanbul’un kendi anayasası” olması gerektiğini özellikle vurguladı.


Bu projenin, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı (AYYÖŞ) hayata geçirebilmek için hazırlık aşaması olduğu bellidir.


Dersimli Kemal de 2011’den önce Hakkari Mitinginde:


CHP iktidarında Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın çekince konulan tüm maddelerini imzalayacağız” diye açık açık söz vermişti ve bu sözünü 18. Olağanüstü Kurultay’da da tekrarlamıştı.


Kılıçdaroğlu, amacının yerel yönetimleri merkezi idareye bağımlı olmaktan kurtarıp, karar ve icra organı haline getirmek istediğini hiçbir zaman gizlemedi.


(Görevden alınan HDP’li belediyelerin terör örgütü PKK’ya nasıl lojistik destek verdikleri ve adeta örgütün legal birimi gibi çalıştıkları hafızalarımızda canlılığını koruyor.)


***


Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın imzalanmasını en çok isteyen PKK’dır.


Bu şekilde, merkezi idareye bağımlı olmadan yönetecekleri belediyelerle; PKK’ya finans, lojistik destek ve istihdam olanaklarını kolaylıkla ve sürekli olarak sağlayabileceklerini planlamaktadırlar.


Bağımsız Kürt Devleti” kurmanın olmazsa olmazı olan ”Eyalet Sistemi”ni hazırlık safhası da güçlendirilmiş mahalli idarelerdir.


Önceleri AKP’nin de Programında olan bu ABD planını, “Açılım Süreci”nden sonra ne yazık ki Y-CHP sahiplenmiştir…


***


31 Mart Yerel Seçimlerinden önce, Türkiye’nin 16 milyon nüfuslu en büyük kenti İstanbul’un belediye başkan adayına Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı daha yumuşak ve masum gibi gözüken cümlelerle ifade etmesinin amacı ne olabilir?


İlk bakışta, Kürtlere göz kırparak oylarını almak gibi görülse de Y-CHP’nin üstlendiği misyon itibariyle, kamuoyunun, “Hendek Savaşları”ndan sonra, unutmakta olduğu bu konuyu, bu fırsattan yararlanarak tekrar gündeme getirmek ve “ulusalcı” CHP tabanını alıştırmak olduğu çok açıktır.


İkinci derecedeki amaç ise Kürt oylarının CHP’de toplanmasını sağlamaktır…


Bu sonuç olsa da olur olmasa da; zira Sorosçuların yönettiği Y-CHP’nin, iktidara gelme gibi siyasi hedefi hiçbir zaman olmamıştır.


Onları bütün derdi, ulusal birliği zayıflatmak ve Cumhuriyetin niteliklerini laçkalaştırarak PKK’nın siyasi kolu HDP’ye alan açmaktır…


PKK’ya kol kanat germekle, gizli ittifak yapmakla iktidar olunamayacağı 8 defa test edilmiştir.


***


Nitekim Reis, bu konuyu gündemine almış ve CHP’yi PKK’nın yanında göstererek karşı propagandaya başlamıştır bile.


Bu yarıştan kimin kazançlı çıkacağını ise, 31 Mart akşamı göreceğiz zaten.


Kişisel öngörüme göre, Y-CHP’nin küresel güçler tarafından verilen ödevi (AYYÖŞ) yerine getirme uğruna, bir kez daha İstanbul’u AKP’ye altın tepsi içerisinde sunmaktadır.


Yanılmış olmayı ise çok isterim elbette…


Cemil Can