KONUK YAZARLAR

MUHALEFET=KONU MANKENİ!..

ysk_karari

YSK’nın 250 sayfalık kararını okuduktan sonra, 23 Haziran akşamı yaşanacakları görür gibi oldum.

Biraz sonra anlatacağım.

Benim gibi düşünen çok kişi ile konuştum.

İmamoğlu için:

“Seçimi kazanabilir ama mazbatayı alamaz” diyenler çoğunlukta…

Nedenini şöyle açıklıyorlar:

AKP, İstanbul’dan vazgeçemez.

Ankara’yı da yağmalamışlar ama İstanbul başkadır…

İstanbul’da korkunç rant var…

***

Bu defa ne bahane ileri sürecekler bilemem!

Hangi gerekçe ile seçimleri iptal edecekler?

Bu konularda fikir yürütmek çok zor.

Bu defa Şeytanın aklına gelmeyecek olaylar yaşayabiliriz.

Aklıma bir şey gelmiyor doğrusu.

Benim gibi düşünenlerin de gelmiyor belli ki.

“Kesin bir şeyler yapılmıştır” gibi bir şeyler yapılacak gibime geliyor!..

***

En köklü çözümü biliyorum.

Söylesem ciddiye alınır mı bilmem.

Söylüyorum işte:

İstanbul için ülkeyi savaşa sokmaya değmez.

Olağanüstü hal ilanı da gerekmez.

Bu iş Reis’in iki satırlık yazısı ile çözülür:

Çıkartsın bir Kanun Hükmünde Kararname; bağlasın İstanbul Büyükşehir Belediyesini kendisine.

Olsun bitsin.

Hiç değilse hukuka olan güven zedelenmez…

***

Bu çözüm karşısında muhalefet ne yapabilir?

Bir ihtimal, o kararnamenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvururlar.

Yürütmenin durdurulması isteminde de bulunur mutlaka.

Sonunda; Kararnamenin Anayasa’ya aykırı olmadığına karar verilir…

Ardından:

“Çete” sözcüğü ile süslenmiş bir iki sert cümle.

Hepsi o kadar.

Belki, Ankara’dan İstanbul’a bir defa daha yürünür.

Yolların yürümekle aşınmayacağı bir kez daha görülür..

Ortalık durulur…

***

AKP’nin başvuru dilekçesinde neleri ileri sürdüğünü gerekçeli karardan öğrendim:

Seçimim neticesine müessir olaylar ve haller sebebiyle, seçimlerin iptali ile yenilenmesini” istemişler meğer.

Yüksek Seçim Kurulu 250 sayfalık kararında bir satır bu konuya ayırmamış.

Hangi olaylar seçimin sonucuna etki etmiş, tespit edilememiş!

Yüksek Seçim Kurulu’nun derdi:

“Kanun ve usule aykırı tüm işlemlerin seçimin sonucunu doğrudan şüphe altında bırakacak nitelikte etki yaptığından ve seçimlerin dürüstlüğüne gölge düşürdüğünden, kamuoyu vicdanının seçimlere yönelik güven duygusunun devamı için …seçimlerin iptalinin gerekli olduğu…” imiş…

YSK bir yargı organı değil.

Ama kararları kesindir.

Üyeleri yüksek yargıçlardan oluşuyor ama kanıtlara göre değil, “şüphe” üzerine karar verebiliyorlar.

Yukarıdaki cümleyi gerekçeli karardan aldım.

İnanmayan aşağıdaki (1) nolu bağlantıyı açıp baksın…

Gördüğünüz gibi Kurulun korumak istediği değer:

Güven duygusunun devamı” imiş!

Peki, seçimi iptal ederek, seçimlere yönelik güven duygusu pekiştirildi mi?

Bu soruyu herkes kendine sorsun, yanıtını yine herkes kendine verecek!..

***

Bunlar ne ki? YSK daha ne cevherler yumurtlamış:

Gerçek durumu tespit edilemeyen 300 binden fazla şüpheli oy kullanıldığı”nı anlamışlar.

Hem gerçek durumu tespit edememişler, hem de bu oyların şüpheli olduğunu anlamışlar, iyi mi?

Ne akıllı adamlar ama!

Peki, diğer şüpheli olmayan oyların gerçek durumunu, yani şüpheli olmadıklarını nasıl anlamışlar acaba?

Bu konuda akla yatkın ve seçmenin anlayabileceği basitlikte bir şeyler söylemek gerekmez miydi?

Eskilerimizin:

“Zırva tevil götürmez” derlerdi… (2)

Bu yüzden olsa gerek, ayrıntıya girilmemiştir…

***

YSK kararının Değerlendirme Bölümü’nde:

“13 Mart 2018 tarihindeki kanun değişikliğinden sonra Türkiye’de iki seçim yapılmıştır. Bunlardan ilki 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimidir. Bu seçim sonucunda sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı olarak belirlendiği yolunda bir itiraz intikal etmediğinden, Kurulumuzca bu konuda bir değerlendirme yapılmamıştır” denilmiştir.

Bu cümleleri okuyanlar da sanır ki, bu yönde bir itiraz gelseydi gereği yapılacaktı.

Halbuki AKP’nin başvurusundan sonra, CHP de aynı (sandık kurullarının yasaya aykırı olarak oluşturulduğu) gerekçesiyle İstanbul’daki; ilçe belediye başkanlıkları, belediye meclis üyelikleri ve muhtar seçimlerinin de iptali için başvuruda bulunmuştu.

Bu başvuru reddedilmiştir.

Bu karar ortada dururken, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaline gerekçe yazmak kolay değildir tabii…

***

İşin bir diğer ilginç yanı aynı seçim kurullarının 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Seçiminde görev yapmış olmasıdır.

Bu karara göre, o seçimlerin de iptali gerekir.

Bunun için kimsenin başvuruda bulunmasına gerek yok.

YSK, görevi gereği re’sen bu incelemeyi yapabilir…

YSK’nın dayandığı “…kanuna aykırı olarak belirlenen sandık kurulu başkanlarının yaptıkları iş ve işlemlere itibar edilemeyeceği, bu durum sonuca etkili kabul edilmiştir” gerekçesine göre, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri kesinlikle geçersizdir…

Demek istiyorum ki; Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri de yenilenmek zorundadır!..

Karar öyledir…

***

Beşi siyasi parti temsilcisi 7 üyeden oluşan sandık kurullarında; başkanın kamu görevlisi olmamasının seçimin sonucunu nasıl etkilediği açıklanamamıştır.

Siyasi iktidar tarafından oluşturulan ilçe seçim kurulları ile iktidarın atadığı kaymakamların hazırladığı ve seçimlerin iptaline neden olabilecek sandık kurulu başkanlarının bir kısmının kamu görevlisi olmaması şeklindeki usulsüzlük nedeniyle, hakkında işlem yapılan kaymakam ve hâkim var mıdır?

Bekleyelim bakalım olacak mıdır?

Bu durumda şunu söylemek mümkündür:

Siyasi iktidar kendi hukuka aykırı işleminin sonucundan yararlanıyor, muhalefet ise bu durumun meşrulaşması için konu mankenliği yapıyor…

Cemil Can

 

DİPNOTLAR:

  1. https://www.ntv.com.tr/galeri/2019-yerel-secim/ysknin-gerekceli-kararinin-tam-metni,eooQgzCg7Eyf3LqQxwgrOA/vtvdIFEAhkiv_NySWXzgYw

 

  1. https://www.atasozlerianlamlari.com/Harf/Z-27/Atasozu/zirva-tevil-goturmez/