KONUK YAZARLAR

AKLIN YOLU BİRDİR!..

abd-idlibe saldırdı_1

ABD ile “güvenli bölge” tartışmaları sürerken; Rusya, ABD’nin Moskova ve Ankara’ya bildirimde bulunmadan İdlib’e saldırdığı haberini verdi.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Suriye’nin İdlib bölgesinde El-Kaide bağlantılı bir örgütün (Hayat Tahrir eş-Şam) karargahı olduğunu ve bu karargahta aralarında örgüt lideri Abu Muhammet el Cubani’nin bulunduğu 30’dan fazla komutan bulunduğunu bildirdi.

CENTCOM Sözcüsü Yarbay Early Brown, karargaha saldırının havadan yapıldığını söyledi…

Brown, Amerika ve ortaklarının hedef alındığını açıkladı…

***

Erdoğan, MSB Üniversitesi’nin açılış töreninde mesajlarını ABD’ye verdi:

32 km derinliğinde kurulmasını istediğimiz “güvenli bölge” konusunda ABD, 9-15 km derinliğinde ısrar ediyor.

Erdoğan, “güvenli bölge”nin TSK tarafından denetlenmesinde ısrar ediyor.

Türkiye’nin, kendi kontrolü dışında güvenli bölge oluşturulmasına razı olmayacağımızı söyledi.

2-3 hafta içerisinde adım atılmazsa, gereğini bizim yapacağımızı söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Çok zamanımız ve sabrımız yok” dedi…

***

Suriye Ordusu ise tek taraflı olarak ilan ettiği ateşkesi bozarak, topçu ateşi ile İdlib’e saldırılarını sürdürdü.

Sivil halk, TSK’yı ve Erdoğan’ı protesto ederek Türkiye sınırına doğru yürüyor…

***

Bütün bu gelişmeler, İdlib’te ellerin tetikte olduğunu, her an sıcak bir çatışmanın yaşanabileceğini ve yüzbinlerin sınırımıza yığılabileceğini gösteriyor.

“Astana Süreci” ve “Soçi Mutabakatı” ile çatışmasızlık bölgesi ilan edilen İdlib’e, ABD’nin hava saldırısı düzenlemesi, bir anlamda bölge ülkelerine meydan okuma anlamına geliyor.

Amerika’nın saldırı gerekçesi de oldukça ilginç:

Amerikalılar ve “ortakları” için tehdit oluşturan örgütün hedef alındığı söyleniyor.

Amerika’nın Suriye’deki ortağının PYD/YPG olduğunu biliyoruz.

Suriye’nin PYD/YPG’den temizlenmesini isteyen de Türkiye’dir.

Dolayısıyla, PYD-YPG için tehdit oluşturan güçlere ABD saldırabileceğinin işaretini verdiğine göre, gözdağı doğrudan bize verilmiş oluyor…

***

Bu durum karşısında Türkiye’nin Esat ile ilişki kurması ve görüşmelere derhal başlaması şarttır.

Geçmişte yapılan diplomatik hataların üstüne sünger çekme zamanı gelmiş de geçiyor bile.

Bu konuda Esat’ın, uzatılacak eli tutacağına kuşku yoktur.

TSK’nın Suriye topraklarında bulunma nedeni, tıpkı Rusya’nın olduğu gibi Suriye Devletinin isteğine bağlanırsa, ABD’nin bu topraklarda tutunması imkansızdır.

Emperyalizmi Ortadoğu’dan kovmak için bu işbirliği şarttır…

***

Bu şekilde, yeni göç dalgalarının da önüne geçilmiş olur.

Türkiye’de misafir olarak bulunan 4 milyondan fazla Suriyeli ülkelerine dönebilirler.

Bugüne kadar 37 milyar dolar harcadığımız Suriyeliler için daha fazla harcama yapmaktan kurtuluruz…

***

Bütün bu gelişmeler, Erdoğan’ın iki dudağı arasından çıkacak sözlere bağlanmıştır.

Kollektif akla” değer veren Reis, aklın yolunun bir olduğunu görme ve gösterme zamanı gelmiştir…

Cemil Can