KONUK YAZARLAR

VASİYETİMDİR!..

 diyanet

Eyyyyyy!.. “İsmet Paşa asker kaçağıydı” yalanına inananlar;

Eyyyyyy!.. “Kurtuluş Savaşı olmadı”diyenleri adam yerine koyanlar;

Eyyyyyy!.. “Keşke Yunan kazansaydı” diyen meczubu bir şey sananlar:

 

30 Ağustos’un 97. Yıldönümünde; Büyük Taarruz’un Başkomutanı Mustafa Kemal’i unutturmaya nasıl teşebbüs edersiniz?

 

O büyük insanların “gazi” ve “mareşal” unvanını verdiği kurtarıcıyı nasıl yok sayarsınız?

 

Üstelik de bu yalanları Allah’ın evi camilerde yayarsınız…

 

***

 

Ülkemizi düşman işgalinden kurtaran şehitlere dualar edersiniz de; onlara “Size ölmeyi emrediyorum” komutunu veren komutanı hangi akılla Tanrı’dan gizlersiniz?!

 

Demek bu Cuma günü Mustafa Kemal için bir şey dilemediniz, öyle mi!..

 

Öyleyse, indirin aşağıya semaya doğru kaldırdığınız ellerinizi!

 

Yüce Tanrı; yalancıların, sahtekarların, riyakarların, inkarcıların dualarını dinlemez!..

 

***

 

26 Ağustos 1922’de Afyon’da başlayıp, 30 Ağustos’da Dumlupınar’da zaferle sonuçlanan “Büyük Taarruz”dan Başkomutan Mustafa Kemal’i çıkarttınız?

 

Yoksa onun duaya ihtiyacı olmadığından mı bunu yaptınız?

 

Peki, şehitlerin var mıydı?

 

***

 

İhanetle eş değerde olan bu büyük aymazlığa, neden ortak oldunuz?

 

O hutbeyi dinledikten sonra camiyi terk etmek mi günahtır, yoksa yalan söyletilen bir imamın arkasında durmak mı?

 

O hutbeyi hazırlayan ve okuyanlara “din adamı” denebilir mi?

 

Ülkenin kurtuluş hikayesine yalan katan, gerçekleri inkar edenlere teslim edilen mekanlara ibadethane denebilir mi?..

 

***

 

Düşünce ve inanç özgürlüğü” içinde “din ve vicdan özgürlüğü”ne saygım vardır elbette.

 

İnanmayanı bile anlayışla karşılarım da inancının gereğini yerine getirmeyen vicdansızlara tahammülüm kalmadı artık.

 

Bu sorumsuzca hazırlanmış hutbeyi hazırlayanları, içeriğine katılanları, onu okuyanları nefretle kınıyorum…

 

***

 

Benim Tanrım; her şeyi gören, her şeyi bilen ve her şeye kadir olandır, çok şükür.

 

Yalancıların, inkarcıların şahadetine de ihtiyacı yoktur!

 

Sırası geldi söylüyorum.

 

Vasiyetimdir:

 

Gerçekleri inkar edenlerin peşinden gidenler, cenaze törenime gelmesinler.

 

İki yüzlülerin arkasında duranlar da o gün, benim için el açıp Yüce Tanrı’ya yakarmasınlar!..

 

Onların duasına ihtiyacım yoktur…

 

***

 

O halde:

 

Benim dinim bana, sizin dininiz size…

 

Vergilerimden aldığınız maaşlar da haram olsun hepinize…

 

 

Cemil Can