KONUK YAZARLAR

UMUDUMUZ BABACAN!..

yeni parti_11

 

Kuracağı yeni parti ile AKP’yi bölecek ve bu şekilde Y-CHP iktidarının önünü açacak olan Ali Babacan’la ilgili haberler, CHP’lilerin pek hoşuna gidiyor.

 

Babacan Ali konuşuyor:

 

AKP, 17 yıl boyunca 2 trilyon dolar vergi topladı; 70 milyon dolar özelleştirmelerden gelir elde etti; 500 milyar dolar borç aldı. Bütün bu paralar nerede?” diye soruyor.

 

Sorunun muhatabı doğrudan Erdoğan’dır.

 

Ama Reis bu soruya cevap vermiyor.

 

Bir süre Babacan’ı ciddiye almamış gibi davranacağa benziyor.

 

Soru yerinde ve çok doğru:

 

Evet, paralar ne oldu?

 

Bu soruyu biz de sormaya devam edeceğiz…

 

***

 

Sorunun sahibi gibi gözüken 1967 doğumlu Ali Babacan, gerçekten de ilginç bir adam.

 

Dört dönem AKP’den milletvekili seçilmiş.

 

17 yıllık AKP iktidarının 16 yılında, üstelik de yetkili ve sorumlu makamlarda vardır.

 

58 ve 59. hükümetlerin ekonomiden sorumlu Devlet Bakanıydı.

 

Paraların nerede olduğunu en iyi bilenlerden birisi odur.

 

Paraların ne olduğunu söylemiyor nedense!

 

Aba altından sopa gösteriyor Reis’e.

 

Gün gelir paraların kimlere nasıl dağıtıldığını anlatırım demek istiyor.

 

O gün gelecek mi acaba?

 

Hiç sanmam…

 

***

 

Aslında AKP’nin bütün icraatlarına ortak olan Babacan’a, bu soruyu bizlerin sorması gerekirdi.

 

Sormuyoruz ama.

 

Buna rağmen, ondan AKP iktidarını düşürmesini bekliyoruz.

 

Kendisi sütten çıkmış ak kaşık ya!..

 

***

 

Her şey bir yana.

 

AKP seçmeninin bir kısmı Babacan’ın kuracağı partiye oy verir mi acaba?

 

En yakınınızda olan samimi bir AKP’liye sorun bu soruyu.

 

Cevabı “evet veririm” şeklinde ise, bir de şu soruyu sorun:

 

AKP’yi iktidardan düşürmek için oyunu Babacan’ın kuracağı partiye verecek yerde, doğrudan iktidar alternatifi olan ana muhalefet partisi CHP’ye neden vermiyorsun?

 

Bu sorunun samimi olarak verilecek olan yanıtı, CHP’nin neden iktidara gelemediğinin ve gelemeyeceğinin de yanıtıdır.

 

Siyasi partileri iktidara halk getiriyor.

 

CHP’nin “cahil” olarak nitelediği halkın, sezgileri çok kuvvetlidir…

 

***

 

İşte size birkaç örnek:

 

Kürt Açılımı”nın emperyalizmin bir projesi olduğunu bilmeyen kalmadı.

 

ABD, Ortadoğu’da bir Kürt devleti kurmak için açık çalışıyor.

 

Gizlileri saklıları yok artık.

 

Projelerinin adını Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) olarak koydular.

 

Ortadoğu’da “sınırlar ve rejimler değişecek” diyorlar.

 

Erdoğan, başlangıçta BOP’un Eş Başkanlığını kabul etmişti.

 

Şimdi ise projenin gerçekleşmemesi için çalışıyor.

 

Reis’in kapattığı “Kürt açılımı” defterini, Y-CHP yeniden açmak için kolları sıvamış.

 

Emperyalizmin bölgeyi yağmalamasına çanak tutan, bu ihanet projesinde rol alan bir partiyi halk iktidara getirir mi?..

 

Hiç sanmam…

 

***

 

Y-CHP’nin Suriye politikası da sorunludur:

 

Bir taraftan “Esat ile görüşmek gerekir” diyorlar.

 

Diğer taraftan, Suriye Konferansı’na konuşmacı olarak çağırdığı kişilerin çoğu Esat’ı “diktatör” olarak nitelendirdi.

 

Suriyelilerin Türkiye’ye sığınma nedenini ise Esat’ın diktatörlüğüne bağlayanları konuşmacı olarak davet ettiler.

 

PKK/PYD’ye övgüler düzenlere mikrofonu teslim ettiler.

 

Kılıçdaroğlu hep böyle yapıyor; tepki çekecek düşüncelerini başkalarına söyletiyor.

 

Emperyalizme karşı ülkesini savunan, halkının oyları ile başa gelmiş komşu ülkenin liderine, ana muhalefet partisinin organize ettiği bir konferansta “diktatör” deniliyor.

 

Devleti yönetmeye talip bir siyasi partinin ağzından çıkanı kulağı duymaz mı?

 

Esat, emperyalist ülkelerle işbirliği yapan Suriyeli hainlere daha mı hoş görülü davransaydı?..

 

Onlar için af bile çıkarttı…

 

***

 

Kabul etmek zor ama gerçek öyle:

 

PKK seviciler, Atatürk’ün partisi CHP’yi ele geçirdiler.

 

Emperyalizme karşı savaşanların kurduğu parti, bugün en büyük emperyalist ülkenin güdümündedir.

 

Geçmişten bir tek adı kaldı.

 

Gerçi onu da “Yeni CHP” olarak değiştirdiler ya…

 

Emperyalistlerin desteği ile iktidara gelmeyi içine sindirenler, emperyalizmin hizmetkârıolmayı da kabul etmişlerdir.

 

Dersimli Kemallerin, Oğuz Kağan Salıcıların, Canan Kaftancıoğlullarının, Sezgin Tanrıkullarının, Mehmet Bekaroğluların; ezcümle bilumum “İkinci Cumhuriyetçilerin” eline geçen, tam bağımsızlıkçı ve antiemperyalist nitelikleri ile bilinen CHP’nin düştüğü durum bu kadar acıdır işte…

 

CHP’yi geri almadan yapılan “siyaset”, duyguların tatmininden başka bir şey değildir…

 

 

Av. Cemil Can