KONUK YAZARLAR

DOĞRUYA DOĞRU DOSDOĞRU!..

Temsilciler meclisi

 

 

Bu hafta uzun uzun yazmıyorum.

 

Dipnotlara yönlendirme yapmayacağım.

 

Uzun yazılardan sıkılanlar için yeni bir yöntem buldum:

 

Geçen haftanın yorumunu Can Yücel ustaya bırakıyorum.

 

Toprağı bol olsun; yıllar önceden gerçeği görmüş ve MENAPOZ başlıklı şiirinde:

 

“Yardımı kesildi ya Amerikan Dostluğunun

Gençler, kendinize mukayyet olun!

Kime saldıracağı belli olmaz haaa

Adetten kesilmiş kibar orospunun.”

 

Diyerek Amerika’yı dosdoğru tarif etmişti…

 

***

 

Doğru söze ne denir ki?

 

Bu yüzden bana sadece haberi dosdoğru aktarmak düşüyor:

 

Demokratların çoğunlukta olduğu Amerikan Kongre’sinin alt kanadı Temsilciler Meclisi’nde, 29 Ekim 2019 günü arka arkaya iki karar alındı.

 

Kararların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mıza denk getirilmesi tesadüf değil!

 

Mesajı alanlar biliyor.

 

TSK’nın ABD’nin kara gücü PKK/PYD’ye karşı başlattığı Barış Pınarı Harekâtı’nı içine sindiremedi “stratejik müttefik”imiz.

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş senedi olan Lozan Anlaşması’nın hemen ardından -Türk ve Amerikan yetkililer memleketlerine dönmeden- Türkiye Cumhuriyeti-ABD arasında 6 Ağustos 1924’te bir “Dostluk ve Ticaret Antlaşması” yapılmış, fakat bu antlaşma, Ermeni Lobisi’nin etkisiyle ABD Senatosu’nda onaylanmamıştı.

 

ABD bu tutumuyla Lozan Antlaşması’nı içine sindiremediğini ispatlamıştı…

 

İşte bu sindirim meselesi yüzünden; Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını ve 1915 olaylarının “soykırım” sayılmasını öngören iki tasarıyı 29 Ekim’de ezici çoğunlukla kabul etmiştir…

 

Dosdoğru söylüyorum işte:

 

Daha birkaç yıl önce, AB’nin en yüksek mahkemesinde; Doğu Perinçek Davası ile “soykırım iddiaları” tarihin çöplüğüne gömülmüştür.

 

Perinçek ve arkadaşlarına sonsuz teşekkürler…

 

1896’dan bu yana (1) Türkiye Cumhuriyeti’nin başında dolaştırılan bu Demokles’in Kılıcı’nı, kırıp atan Aydınlıkçıları minnet ve şükranla anıyorum…

 

***

 

Temsilciler Meclisi’nde, 16 “hayır” oyuna karşı 403 “evet” ile kabul edilen ilk tasarının konusu; Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ailesinin mal varlığının ve iş ilişkilerinin araştırılıp rapor hazırlanması yönündedir.

 

Halkbank ve iştiraklerine de mali yaptırım uygulanması tasarı kapsamındadır…

 

Buna ilaveten, tasarı ile Rusya’dan alınan S-400 hava savunma sisteminden dolayı “ABD’nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası”ndaki yaptırımların da devreye sokulması öngörülmektedir.

 

ABD, bu yasayı devreye sokarak; resmen Türkiye’yi “hasım” yani “düşman” ilan etmektedir.

 

Gerçek düşmanımız, aslında bu tasarı ile dosdoğru kendisini tarif etmiştir…

 

Kabulümüzdür…

 

***

 

1915 olaylarının “Ermeni Soykırımı” olarak kabul edilmesini öngörün karar tasarısı ise, 11’e karşı 405 oyla kabul edilmiştir.

 

Ezici çoğunluk bu konuda aynı fikirdedir.

 

Bugüne kadar “Büyük felaket” vb. gibi terimlerle Türkiye’ye karşı bir koz olarak kullanılan 1915 olayları, ilk defa “soykırım” olarak kayıtlara geçirilmiştir…

 

Kararın Senato’da onaylanmasından sonra, hakkında azil süreci başlatılan Trump’ın veto hakkını kullanıp kullanamayacağını bilemiyoruz; bekleyip göreceğiz…

 

Bence veto hakkının kullanılmaması Türkiye için daha hayırlıdır…

 

***

 

Zira bu gelişmeler, Türk halkına asıl görmesi gerekenleri göstermiştir.

 

ABD ve AB Türkiye’nin iflah olmaz düşmanlarıdır.

 

Bu iki kere iki dört eder gibi matematiksel bir gerçekliktir.

 

Dolayısıyla, NATO Türkiye için bir güvenlik şemsiyesi olamaz!

 

Türkiye’deki İncirlik ve Kürecik gibi NATO üstleri de en kısa zamanda kontrol altına alınmalıdır…

 

Bağımsızlık yönünde atılacak bu adım hayati önemdedir.

 

***

 

Buraya kadar yaptığımız tespitler gösteriyor ki, ABD ve AB yaptırımlarına karşı Türk halkının ödeyeceği fatura ağırdır.

 

Bağımsızlığımız için bu faturayı da ödeyelim, bence değer.

 

Bundan böyle, toprak bütünlüğümüzü korumak ve güvenliğimiz için yüzümüzü Asya’ya dönmek mecburiyetimiz vardır.

 

Bu gerçeği de açık açık tartışmanın zamanı gelmiştir.

 

Ancak bölge ülkeleri ile yapacağımız ittifaklar sonucunda; emperyalizmi yenilgiye uğratıp, bölgeden kovalayabiliriz…

 

Bu noktada emperyalist yalanların etkisinden kurtulmak öncelikli şarttır.

 

CIA kaynaklı “Rusya ve Cin düşmanlığı”nın komünizm üzerinden yürütülmesine izin vermemeli; CIA’nın üretip servis ettiği ve Tanzimat Züppelerinin (2) yaydığı yalanlara asla itibar etmemeliyiz.

 

Hatta çok yönlü ilişkiler içerisine girmek durumunda olduğumuz bölge ülkelerini yakından tanımak ve tanıtmak için elimizden geleni yapmalıyız.

 

Rusya ve Çin gibi her konuda ABD’ye rakip olan süper devletlerin oluşturduğu Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Türkiye’nin bugünkü en doğru rotasıdır

 

Ötesi Amerikan uşaklığıdır!

 

Nokta…

 

***

 

Bu çerçeveden bakıldığında, ABD Temsilciler Meclisi’nin kararını “musibet” olarak değerlendirmek ve fırsata çevirmek gerekir.

 

Söz buraya kadar gelmişken;

 

Tam Bağımsız Türkiye” yolunda canlarını veren yiğitlere selam olsun…

 

Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye” için kavgayı sürdürenlerin önünde saygıyla eğiliyorum…

 

Av. Cemil Can

 

DİPNOT:

(1) https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/405841

(2) https://www.academia.edu/30607288/Z%C3%9CPPEL%C4%B0K_ANLATISI_VE_TOPLUM_T%C3%9CRK_ROMANINDA_Z%C3%9CPPE_T%C4%B0P%C4%B0