• “MUHTEREM EFENDİM”!..

    Kılıçdaroğlu’na 2013 yılında; “ana muhalefet lideri sıfatıyla ABD Büyükelçisi ile bir otelde baş başa 2,5 saat ne görüştünüz” sorusu soruluyordu. Hiçbir zaman bu soruya cevap vermedi. Şimdi ise,  Başdanışmanı Rasim Bölücek’in, CIA’ya çalıştığı kesinleşen Enver Altaylı ile 1159 defa hangi konuları konuştuğu soruluyor, yine cevap verilmiyor. Düşünebiliyor musunuz soru sorarak siyasi iktidarı denetlemesi gereken bir lider,  kendisine sorulan sorulara cevap vermekten kaçınıyor!.. *** Yukarıda hatırlattığım sorunun ne derece önemli olduğunu anlayabilmek ve cevabını bulabilmek için kahramanımızı biraz tanımak gerekir. Açık kaynaklardan herkesin kolayca ulaşabileceği bilgileri özetliyorum: Enver Altaylı, Özbekistanlı Şakir Efendinin oğludur. Gençliğinde hukuk eğitimi almıştı.[1] Fuat Doğu[2] tarafından göreve başlatıldığı MİT’te, 1968-1973 tarihleri arasında “Sovyetolog”[3] olarak çalışmıştı. 1977-1980 tarihleri…

  • “EVET BİZ MUTLU OLDUK”!..

    Peygamberimizin “Ölülerinizi hayırla yâd ediniz” buyurduğu rivayet edilir.[1] Bu yüzden ölülerin arkasından pek konuşmayız. Geleneğimizdir. Lakin siyasiler bu kuralın dışındadır; onları her zaman eleştirmek yurttaşlık ödevleri[2] arasında sayılır… *** 97 yaşında sonsuzluğa uğurladığımız Zekiye Rahşan Ecevit,  Türk siyasi hayatının son 50 yılına damgasını vuran CHP’nin Üçüncü Genel Başkanı Bülent Ecevit’in eşi ve sağ kolu olması nedeniyle önemli bir siyasi figürüdür. Bu yüzden, her ikisini birlikte övmek veya birlikte eleştirmek doğru olur. Gerçekten de Rahşan Ecevit’in vefatının ardından en çok konuşulan Bülent Ecevit ile ilişkisi oldu. Aşkları, evlilikleri, otobüste Bülent Bey’in omuzuna yaslanıp birlikte uyumaları, şiirleri, romanları, güvercin uçurmaları hep hatırlatıldı. Siyasi duruşlarından; başarılarından, başarısızlıklarından, Türk siyasi hayatına neler kattıklarından pek…

  • ALİLERE AÇIK MEKTUP!..

    Sayın Uzunali; (Ve diğer Aliler…)   Kılıçdaroğlu ve  İmamoğlu’nun eşlerinin CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile birlikte (ikinci kez)  HDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşine destek vermek amacı ile bir etkinlikte yan yana görüntü vermelerini eleştiren paylaşımlardan rahatsızlık duyduğunuz anlaşılıyor.   Bu iyi bir şey!   Bu eylemi bir suç gibi gösterdiğimiz şeklindeki eleştiriniz ise yersizdir.   Zira ortada bir suç olduğunu söyleyen yoktur!   Ayrıca dedikodu da yapmıyoruz.   Bir fikrin savunuculuğunu yapıyoruz.   Dolayısıyla bu konuda da haksızlık yapıyorsunuz…   Sadece gazetelerde yer alan gerçek olan bir durumu paylaştık. Sizi rahatsız eden nedir onu da anlayabilmiş değiliz. Umarım bu yoruma cevap yazarken rahatsızlığını da anlatırsınız.   Şimdi…

  • OLAN BİZİM AMERİKANCILARA OLDU!..

    Bizimkiler “kapitalsiz kapitalist” olmayı neden seçtiler bilemeyiz. Belki de Amerika’ya ilk yerleşen kolonicilere özendiler. Kim bilir belki de; devamlı “Batı”ya giderek zenginleşeceklerini, refah içerisinde bir yaşam süreceklerini umdular. Akıl dışı nedenlerle, takım tutar gibi Amerika’yı tuttular! Amerika ile üzüldüler, Amerika ile sevindiler… Kısaca umutlarını “büyük devlet”e bağladılar… Aralarında kendini öylesine kaybedenler var ki, Amerika’nın yardımı ile iktidara gelinebileceğine bile inanırlar… Oysa onlarca örneği vardır; bu şekilde hep Amerikalılar başka ülkelerde iktidar olmuşlardır… *** Kapitalizmi ve emperyalizmi anlatamadığımız insanlara, dünyanın en acımasız ve ahlaksız ekonomik sistemini uygulayan Amerika Birleşik Devletleri’ni[1] nasıl tanıtacağız? Henüz sıcaklığını koruyan İranlı General Kasım Süleymani suikastı ve arkasından İran’ın Irak’taki ABD üslerine yaptığı intikal saldırıdan çok şeyler…

  • SÖZCÜ’NÜN DE BİR SÖZCÜSÜ VAR!..

    Sözcü’yü “FETÖ’ye yardım etmekten” mahkûm eden İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, Türkiye gerçeklerini anlamaktan oldukça uzakta olduğunu karara bağlamıştır. Devletin resmi haber ajansı AA, bu haber ile ilgili olarak yazdığı İngilizce metine, gerçekte dinlenmeyen “gizli tanıkları” da ekleyerek, Mahkemenin yetersizliğini kapatmaya çalıştı. AA, gerçek dışı haber yaparak, daha büyük gaf yapmıştır. Yetmezmiş gibi, olayı fark edip deşifre eden Sözcü’nün aboneliğini de iptal etti. Bu son karar “suçüstü” yapılmış olma telaşının bir ürünüdür. O kadar olsa iyiydi: Ajans, kendini savunurken mahkeme yerine geçip, bir Sözcü’yü terör örgütü de ilan etti. Kesinleşmemiş bir kararı kesinmiş gibi verdi… *** Adalet Bakanının: “FETÖ’ye eleştiri yapmış birilerini FETÖ’cü diye mahkûm ederseniz FETÖ’yle mücadeleyi sulandırmış olursunuz”…

  • ORADA NE İŞİMİZ VAR?

    “Ortadoğu bataklığında ne işimiz var?” “Suriye’de ne işimiz var?” “Libya’da ne işimiz var?” Bu soruları sorarak; şehit cenazeleri üzerinden duygu sömürüsü yapan o adama soruyorum: Senin Atatürk’ün koltuğunda ne işin var?.. *** Sanki, BOP’un sahibi bizdik. Sanki, Kuzey Afrika ülkelerindeki iktidarları biz yıktık. Sanki, CIA’nın uydurduğu yalanlarla, iki defa Irak’ı biz işgal ettik. Sanki, “Barzanistan”ı kollayıp, “Bağımsız Kürdistan”ı ilan etmek bizim fikrimizdi. Sanki, PKK’yı kurup 40 bin yurttaşımızı biz öldürttük. Sanki, toprak bütünlüğümüzü biz tehdit altına sürdük… *** Türkiye’de; iktidarda hangi parti olursa olsun, emperyalistlerin Ortadoğu’ya ilişkin hesapları; enerji kaynaklarını yağmalamaları, “İkinci İsrail”i kurma planları asla değişmeyecekti. *** TSK’nın görevi, ulusal çıkarlarımızı yurt içerisinde ve yurt dışında silahla savunmaktır. O…

  • KİRALIK KAFALAR!..

    Mezhepçilik yaptığını sanarak emperyalizme askerlik eden zavallılardan Ortadoğu’da çok var. Emperyalizmin Ortadoğu’daki gücünü önemli ölçüde kıran ve “ABD’yi askeri olarak yenmek imkansızdır” yargısını yerle bir eden; İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü (1) Komutanı Kasım Süleymani ile Türkçe adıyla Halk Seferberlik Güçleri (Arapçası Haşdi Şabi ) Komitesi (2) Başkanvekili Ebu Mehdi el-Mühendis ve 8 arkadaşlarının, Bağdat Havaalanı yakınında ABD’nin İHA ile yaptığı füze saldırısı sonucu öldürülmesi üzerine en iğrenç yorumlar Türkiye’den yapıldı: “Zalimi zalim öldürdü” diyen oldu. “ABD’nin Irak’ta yaptığını, o Suriye’de yaptı. Bir savaş suçlusuydu” diyen oldu. “Ne yazık ki, sonu Müslümanlar tarafından olamadı” diyerek hayıflananlar da oldu… Asıl utanılacak olanı: “Bizce gebermiş bir zındık sayılan Kasım Süleyman ve…

  • “LAS TESİS” DANSI VE KADINLARIMIZ!..

    Kadına karşı şiddete ben de hayır diyorum elbette. Başka bir şekilde düşünürseniz aşk olsun size! Sadece kadına değil, herkese karşı şiddete hayır diyorum. Bu başka bir şeydir, farkındalık olsun diye emperyalizme alet olmak başka bir şeydir. Allende’nin Şili’sinde ilk defa sahnelenen “Las Tesis” sokak tiyatrosu, gerçekte Pinoşet’in arkasındaki güçlerin sahnelediği bir oyundur. Tıpkı, bu aralar Doğu Türkistan’daki “soykırım” yalanları gibidir… Bunu anlayacak kadar tecrübem var, çok şükür. O bakımdan, bu tür “masum eylemlerde” eyleme katılanlardan çok, benim için düğmeye kimin bastığı önemlidir. Diyarbakır HDP İl Başkanlığı önündeki anaların eylemi de son tahlilde bir kadın eylemidir. Yoksa öyle değil midir?! Kadına karşı şiddetin en ahlaksızca olanı ve en acımasızını onlar dile…

  • “KANAL ÇANAKKALE”!..

    A.) “Kanal İstanbul”un sırası mı sorusuna yanıt aramadan önce ülkemizin gündemindeki konuların başlıklarını anımsatalım: * Libya ile “Mutabakat Muhtırası” imzaladıktan sonra, sıra Libya’ya asker göndermeye geldi; 7 Ocak’a kadar tatil olan Meclis’in, bu nedenle olağanüstü toplanması an meselesidir… * FETÖ’ye karşı aralıksız mücadele eden Sözcü yazarlarına “FETÖ”ye yardım ettikleri için” verilen hapis cezaları, FETÖ’cü HSK üyelerine verilen cezalardan daha fazla… * Önemli petrol ve doğalgaz nakliye güzergâhı olarak kullanılan Aden ve Basra körfezlerini birbirine bağlayan Umman Körfezi bölgesinde; Çin, Rusya ve İran, “dünya deniz güvenliği ve barışını ortaklaşa korumak amacıyla” ortak tatbikat düzenledi… * 4 kişilik bir aile için açlık sınırının 2.162 TL olduğu ülkemizde; 2020 yılı için asgari ücret…